7 Eylül 2008 Pazar

Trip Hop... Rock!.. Birazcık Dramatik Punk!


Yasemin Mori yeniden doğmak için çıkardığı yangından kurtarmış albümünü. Yakınları ona kısaca Yasemori, hatta Edirne'nin ötesinde çınlayan bir ünlemle sadece 'Mori' diye sesleniyor. 26 yaşına kadar suskunluğunun sebebi biraz da biriktirmekten... Mori, ölümün sınırlarında gezinen şarkı sözleri için, "Fiziksel ölüme kafa tutmaya çabası" olarak değerlendiriyor.


İlk albümünüz olmasına rağmen kartonette adeta kendinizi gizlemiş ve fotoğrafınızı koymamışsınız...
Kendimi en iyi müzikle ve çizerek ifade edebiliyorum. Belki de kendimi gizlemeye çalışmıyorum da daha derinden ifade etmeye çalışıyorum. Çünkü bir insan olmaktan öte bir fikrin savunucusu gibi görüyorum kendimi. Biz küçük bir sanat atölyesi gibi çalışıyoruz aslında. Albüm kartonetinin tasarımı okuldan arkadaşım Seha Can’a ait. Bunun üzerinde çalışırken çok farklı tasarımlar denedik. Bazılarında fotoğraf da kullandık fakat gördüğünüz tasarım fikir ve görsellik bakımından bizim için güçlü ve anlamlı oldu.

Soyadınız Mori de (Eğer nick değilse) Oldukça ilginç ve bize Balkanlar’ı anımsatıyor. Soyadınıza ve kökenlerinize dair neler söylemek istersiniz?
Mori gerçek soyadım değil. Bir takma isim. Anneannemler Edirneli ve bana bazen böyle seslenirlerdi. Üniversitede bu isim Yasemori şeklini aldı. Tınısı ve bana çağrıştırdığı her şey çok hoşuma gidiyor.

Ya yaşınız, eğitiminiz... Daha da önemlisi müziğe nasıl ve nerede başladığınızı anlatır mısınız?
26 yaşındayım, Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü mezunuyum. Çocukluğumdan beri müzikle ilgilendim. Benden 10 yaş büyük bir ablam var ve onun üniversite döneminde dinlediği farklı türlerdeki müzikler sayesinde müzik hayatıma girdi. Sonraları kendi bestelerimi oluşturma çabam başladı. Lise döneminde çeşitli müzik gruplarında şarkı söyledim ve üniversitedeyken bir yandan müzikle ilgili düşünüp üretmeye devam ettim.


Yaptığınız müzik biraz pop, biraz funk belki biraz da rock karışımı olarak nitelendiriliyor. Bu konuda siz bir tanımlama yapar mısınız?
Bu müziği yaparken ödünç aldığımız sesler punktan, rocktan, belki biraz trip hoptan geliyorlar. Biz bu seslerle kendi orijinal soundumuzu oluşturmaya çalıştık diyebilirim. İlla bir tanımlama yapmak gerekirse biz kendi aramızda bu müziği bazen ‘dramatik punk’ diye tanımlıyoruz.

Albümünüzde ilginç bir grafik var. Anne rahminden, zombiye, kelebekten yatan bir insan figürüne kadar her şeye benzetildi. Siz aynı zamanda bir grafikersiniz. Bu illüstrasyonu bize yorumlar mısınız?
Albüm kartonetinde baştan sona devam eden hayvan illustrasyontarı var. Bilinç altının hangi temel içgüdü tarafından yönetildiğini araştırmak amacıyla tasarlanmış olan ‘Rorschach mürekkep testi’nden esinimizi aldık ve bu çizimleri bir tür bilinç akışına yönelttiği için tasarladık. Hayal gücü iyi çalışan bir insan o mürekkep izlerine bakıp imajlar ve düşünceler içinde oradan oraya savrulabilir. Albümün ismi ‘Hayvanlar’ olduğundan bu bilinç akışını hayvan imgelerini kullanarak ortaya çıkardık. Ben kapağa baktığımda bir patlama ve patlamanın açığa çıkardığı beyaz bir kapı görüyorum. O kapının içine doğru yürüyen kalabalık bir insan topluluğunun olduğunu hayal ediyorum. Diğer yandan bir tilkinin kafası ya da kanatlarını açmış bir kelebek de olabilir pekala.

Şarkılarınızın sözleri neredeyse tamamen ölüm ve acıya dair. Ölüm fikri sizin müziğinize neden bu kadar yakın?
Ölüme yeniden doğmak için bir araç gibi bakabiliriz. İnsanın ölüme karşılık yeniden doğuşu keşfetmesi çok eski zamanlara dayanıyor. Başka dünyaların inancı da öyle. Sanatın ortaya çıkışı da kısmen bu düşünceden filizleniyor. Soyut bir dünyada, bir düşüncede varolup fiziksel ölüme kafa tutmak! Bana kalırsa ölmek insanın kabuğundan sıyrılıp yeni bir bilince kavuşmasından başka bir şey değil. Üzerimizde sertleşmiş, sabitlenmiş, genel geçer ne düşünce varsa hepsinden kurtulup özgürleşmek ve yeniden doğmak. Bu yüzden insanın yaşarken kendini öldürmesi önemli. Her ölüm daha iyi, daha yeni, daha özgür benliği, başka bir bilinç düzeyini getiriyor yanında. Şarkıları yazdığım sırada bunları fark ediyordum.

Kartonette Harun Tekin’e de teşekkür etmişsiniz. Albüm hazırlığında onun da katkı ve desteği oldu mu?
Böyle bir albüm yapmanın zorluklarını en çok paylaştığım insanlardan biri Harun. Bana ve yaptığım işe ayna tutarak gücümü toplamama birçok kez yardım etti.

***

Soner Can / Kral Magazin Dergi

Eylül Sayısı:

:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder