Yasemin Mori’yle Tanışmaya Hazır Olun16.05.2008
Bugünlerde müzik çevrelerinde Yasemin Mori ve ilk çıkış şarkısı “Aslında Bir Konu Var”ın klibi konuşuluyor. 1982 Ankara doğumlu olan genç müzisyen Bilgi Üniversitesi/Grafik-Tasarım bölümü mezunu. Tüm söz ve müzikleriyle birlikte, grafik tasarımını da kendisinin yaptığı ilk albümü “Hayvanlar” çok yakında müzik marketlerde olacak.
Prodüktörlüğünü Emre Irmak ve Yasemin Mori’nin birlikte üstlendiği, yapımcılığını Emre Irmak ve Ozan Çolakoğlu’nun, proje danışmanlığını Ceyhan Çandır’ın yaptığı “Hayvanlar” albümü, yeni müzik şirketi Irmak Plak etiketiyle bir hafta sonra yayınlanacak. Albüm daha çıkmadan, Fatih Kızılgök yönetmenliğinde “Aslında Bir Konu Var”a çekilen ilk klip, dikkatleri çekmeyi başardı. Sözleri, müziğiyle de oldukça farklı olan şarkının klibini http://www.myspace.com/yasemori adresinden izleyebilirsiniz.
BillboardYasemin Mori ilk albümüyle iddialı geliyor
Güzel bir şarkı duymak insanı heyecanlandırıyor. Yasemin Mori'nin "Aslında Bir Konu Var" isimli şarkısı da pek çok kişiyi heyecanlandırmış olacak ki, henüz albümü bile çıkmadan ismi kulaktan kulağa yayılmaya başladı.
Bütün bunlar olurken Mori çok yakın zamanda yayınlanacak olan ilk albümü Hayvanlar için harıl harıl çalışmaktaydı. Üstelik sadece şarkılarını bitirmek için değil kapak tasarımı için de uğraşıyordu.
Mori'nin şarkı sözlerine dikkat ettiğinizde çok düşünen bir kafadan çıkan sözler olduğunu görüyorsunuz. Bazen karmaşık bir hale de geliyor ama kesinlikle saçmalık sınırlarında dolaşmıyor. Düşünme işinden bahsederken "Başka bir şey yapmıyorum gerçekten," diyor...
* Irmak Plaktan çıkan Hayvanlar'da 10 şarkı var.
* Albümde yer alan müzisyenler arasında Cengiz Baysal, volkan Öktem, Tarkan Gözübüyük ve Korhan Futacı da var.
* Yasemin Mori Temmuz'da
Masstival'de sahne alacak.
(Yazının daha uzun versiyonu RollingStone haziran sayısında)RollingStoneBoo Dergi Röpörtajı
Yasemin Mori kimdir ? Sizinle ve müziğinizle yeni tanışmış olan insanlar için biraz kendinizden bahseder misiniz?Lisede çeşitli müzik gruplarında şarkı söyleyerek müziğin içine girdim fakat ne kendimi ne de müziği tam anlamıyla keşfedebileceğim kadar uzun soluklu projeler değildi bunlar...
Aynı dönemlerde görsel sanatlara karşı da çok hevesli olduğumdan,liseden sonra Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü'ne girdim...
Okulun son senesinde Emre Irmak'la tanıştım ve onun da yardımıyla müziğimi ve çizimlerimi bir araya getireceğim bir bitirme projesi hazırladım. Bu sayede okul bittikten sonra nasıl bir yol izlemek istediğimi de aşağı yukarı biraz anlamış oldum...Sonra hayvanlar geldi
Şahsi fikrimce " aslında bir konu var " adlı çıkış şarkınızı, son dönem alternatif müzik piyasasında hit olarak lanse edilen şarkıların bir çoğundan kolayca ayırıp farklı bir noktaya koyabiliyoruz. Siz bu durumu neye bağlıyorsunuz?En başta şunu söylemeliyim " aslında bir konu var"'ın hit parça olmak gibi bir gayreti yok...O sadece bir şarkı... Benim bir ara içimden çıkaramadığım bir ölçü biriminde seyir ediyor -altı sekiz- , bir eleştiriyi gerçekleştiriyor.Bu şarkıyla çıkış yapmamızın sebebiyse bu şarkının, bu dönemde söylemek istediklerimi en yoğun biçim de anlatan şarkılarımdan biri olması...
Şarkılarınızda hüzün, isyan gibi duygularla sıkça karşılaşıyoruz. Bu yaşanmışlıklarla alakalı bir durum mu yoksa günümüzde toplum üzerinde hakimiyet kurmuş bu tür duyguların genel bir yansıması mı?Ben Toplumun bir parçası olduğumdan, bu toplumda olan her şey beni etkiliyor.
Sadece kendi içimize bakarak bile daha büyük bir bütüne varabiliyoruz ya zaten çok güzel!
Her şey birbirinin içinde...
Şarkı yaparken geçişler yapıyorum.Mesela çok kişisel bir hikayeyi anlatırken bile o hikayenin bir noktası hep gelip çok daha genel bir konuya dayanıyor. - ya da tam tersi - "Aslında bir konu var "'ın çok kişisel bir meseleden hareketle dünya hakkında bir şeyleri deşifre etmeye çalışması böyle bir şey... Yükseldiği bölümde artık sen ve ben kalmıyor... Birilerine, bize, diğerlerine, hepimize her şeye doğru yol alıyor...
Yaptığınız müziği popülerleşmiş rock müzik piyasasının yenilenme sürecinin bir parçası olarak mı görüyorsunuz? Bu değişimle ilgili düşünceleriniz neler?Yaptığım müziği tamamen yeni bir yol gibi görüyorum ve aslında tam bu hali ve tavrı yenilenmenin bir parçası olarak görebiliriz evet... Taş üstüne taş koyarak değil de - çünkü artık altımızda o taşlardan yapılmış evrensel bir yapı var adeta!- , o yapının üzerinde özgürce dolaşarak bir ağ gibi birbirimize bağlanıyoruz belki artık...
Biraz da " aslında bir konu var" ın klipinden bahsedelim. Şarkıyla çok uyumlu, minimal ve farkları detaylarda bulabileceğimiz bir klip.Çekim aşamasından bahseder misiniz?Klipin çekimi için Fatih Kızılgök 'le çalıştım ve pek çok kez yazıp bozduktan hatta bir seferinde neredeyse yapıp bozduktan sonra çalışmaya başlamamızın ikinci ayında böyle bir fikirle çıkıp geldi ve hemen işe koyulduk... Ve klipin çekim aşamasında yaşadıklarımız da aynı klipte uçtuğumuz gibi uçuyorduk. Yok mecazi bir şeyden bahsetmiyorum... Dansçılar anatomimle ilgili bir keşifte bulundular ,ilk başta gizli gizli aralarında konuşurlarken duydum, sonra çıkarın ağzınızdaki baklayı deyince hemen itiraf ettiler... Ayaklarım yere basmıyormuş! Ayaklarımı yere bastıracak olan egzersizler için Munibe 'yle sözleştik ama henüz çözemedik o işi yani ben teknik olarak hala biraz uçuyorum. :)
Kısa ve uzun vadede hedefleriniz neler? Gelecekte nasıl bir noktada bulunmak sizi mutlu eder?Hayat detaylarla ve dikkatinizi verdiğiniz ölçüde güzelleşen bir sürü şeyle dolu! Bunları keşfetmeye çalışmak bence hayattaki en güzel eğlence, ben bunu yapmaya gayret ediyorum. Kendimi , algılarımı, duyularımı dünyaya daha çok açıp daha iyi bir iletken olabilmeyi düşünüyorum...
Müziğinizin olgunlaşma aşamasında sizi etkileyen isimler oldu mu? Bugüne gelirken kimlerden destek gördünüz?En büyük destekçim hep ailem oldu.Yeteneklerim doğrultusunda bir şeyler yapmamın hep yanında oldular ve beni hep denemem ve kendi yolumu bulabilmem için teşvik ettiler, böyle olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Diğer yanda plak şirketim ve beraber çalıştığım herkes bana ve yapmak istediklerime çok inandı ve işin içine çok fazla enerji ve inanç koydu... Böyle bir bağ kurabildiğimiz için çok mutluyum.
Albüm ile ilgilin planlarınız neler?
Belirlenmiş bir çıkış tarihi var mı?Albüm -eğer bir terslik olmazsa- önümüzdeki hafta raflarda yerini bulmuş olacak!
Sizi ve müziğinizi daha yakından tanımak isteyenlerin size ulaşabilecekleri bir web sitesi veya iletişim adresi var mı? Şu an sadece
myspace.com/yasemori adresindeki sayfamla internet teki varlığımı sürdürüyorum ama yakında resmi sitem www.yasemori.com da devreye girecek
Son olarak eklemek istedikleriniz...Pek bir şey yok... Kendime ve size güzel bir gün diliyorum! :)
Emre Küheylan / boodergi 29. Sayı 50,51,52,53. Sayfalar.Boo Çevrimiçi Dergiİnternette “Aslında Bir Konu Var”
Yasemin Mori’nin “Hayvanlar” albümü henüz piyasaya çıkmadı. Ama CD’de yer alan “Aslında Bir Konu Var” internette başını almış gidiyor, klibi müzik kanallarında dönüyor ve genç şarkıcının ünü kulaktan kulağa yayılıyor. Mori: “Bu tamamen benim sabırsızlığımdan kaynaklandı. Albüm çıksa da çıkmasa da artık ben bunları yayımlamak zorundaydım”Yasemin Mori’nin “Aslında Bir Konu Var” şarkısını internet üzerinden dinleyenlerin sayısı gitgide artıyor. Şarkının klibi de müzik kanallarında büyük ilgi görüyor. Ankaralı olan Mori, albümü “Hayvanlar” henüz piyasaya çıkmadan internette var olmanın kendi sabırsızlığından kaynaklandığını söylüyor.
Yasemin Mori henüz 26 yaşında. Söylediği şarkıları kendisi yazıyor ve besteliyor. Aşk acısını, popüler lafları dillendirmiyor; şatafatlı video klipleri, gösterişli kostüm ve makyajları sevmiyor. “Ben kendimi olduğum gibi ortaya koyuyorum, herhangi bir imaj danışmanım yok. Şarkılarımda ise kendi yaşadıklarım değil, toplumsal bir eleştiri var” diye konuşuyor.
Şöhretiniz ağızdan ağıza yayılıyor. Bunun kerameti nedir?Aslında ben bunun pek farkında değilim. Klibi ve şarkılarımı Myspace’e koydum ve bir anda birçok kişinin o sayfaya girdiğini gördüm. Belki de bu dönemde böyle bir şarkıya, yeni bir şeye ihtiyaçları vardı.
Albümle piyasaya çıkmadan önce internette var olmak ayarlanmış bir halkla ilişkiler çalışması mı?İnternete koymak tamamen benim sabırsızlığımdan kaynaklandı. Zaten yıllardır şarkılarımı yakın çevremle paylaşıyordum, dolayısıyla artık onlardan bir tepki alamıyordum. Albüm aşamasındayken birilerinin daha şarkıları sevdiğini görmek, motive olmak istiyorsunuz. Yapım şirketime “Klip çekilmiş, şarkılar neredeyse bitmiş; albüm çıksa da çıkmasa da artık ben bunları yayımlamak zorundayım” dedim.
“İlk bestelerim utanç vericiydi”Sanatçıların mesleğe yönelimlerinin arkasında hep bir hikaye vardır. Sizin hikayeniz nedir?Küçük yaştan beri albümleri takip eder, kendime göre bir koleksiyon oluştururdum. Sonra kendim de bir şeyler söylemek istedim. 14-15 yaşlarında ilk bestelerimi yaptım. Ama çok kötü şeylerdi, utanç vericiydi.
O zaman ailede bir müzisyen yok...Hayır. Babam mimar, annem de Türk Hava Yolları’ndan emekli. Küçükken enerjisiyle ne yapacağını bilemeyen çok hareketli ve yaramaz bir çocuktum ama ablam beni müzikle tanıştırdı, korolara götürdü.
Çocukken eve misafir geldiğinde “Yasemin, haydi teyzelere şarkı söyle” durumu olur muydu?Ben hep “Aynı Çatı Altında Aşkımız Bir Yalandı” şarkısını söylerdim. Ayşe Tunalı’ya bayılıyordum ve onun annem olmasını istiyordum.
Profesyonel olarak müziğe nasıl başladınız? Konservatuara mı gittiniz?Hayır. Kendimi zaten müziğin içinde gördüğüm için özellikle gidip eğitimini almayı düşünmedim. Ben de görsel sanatlara olan ilgimden Bilkent Üniversitesi’nde grafik tasarım okudum. Ama yaptığım projelerde müziği hep işin içine dahil ettim.
Bu albüm nasıl ortaya çıktı? Üniversite bitirme tezimde yine müzikle grafik tasarımı birleştirdiğim bir proje hazırlarken şu anki müzik şirketinin sahibi Emre Irmak’la tanıştım. Bir bestemi onunla birlikte kaydettik. Proje çok beğenildi. Ben de “Neden bunun üstüne gitmiyorum?” dedim ve ailemle yaşadığım Ankara’dan ayrılıp İstanbul’a geldim, Emre ile çalışmaya başladım. Üç sene sonunda albümüm “Hayvanlar” ortaya çıktı. Ay sonunda piyasada olacak.
“Genel gidişatı eleştiriyorum”İstanbul’da yalnız mı yaşıyorsunuz?
Evet. Hep Ankara’da bulunduğumdan çok naiftim, adeta bir hayal aleminde yaşıyordum. İstanbul’a üniversite bitince, dört yıl önce, 22 yaşındayken geldim.
Ailenize ne dediniz? “Ben hayal dünyamın peşinden koşmaya İstanbul’a gidiyorum” mu?Biraz öyle oldu. Albümü yapmaya karar vermiştim. Onlar da “Köstek olacağımıza destek olalım da ortaya güzel bir şey çıksın” diye düşündüler.
Neden çıkış parçası olarak “Aslında Bir Konu Var”ı seçtiniz?Bu şarkı benim bu dönemde söylemek istediklerimi çok net ortaya koyuyordu. İstanbul’da iki yıl önce her şeyi fark edip çığlık attığım bir parça.
Biraz politik bir tavır da var...Evet, bu biraz politik bir şarkı ama ben daha çok genel gidişatı eleştiriyorum. Yoksa sağcılar şöyle, solcular şöyle diye bir durum yok.
“Hayvanlar bana ilham verdi”Albümün ismi neden “Hayvanlar”?Çünkü albümü yaparken bana en çok içimdeki ve dışarıdaki hayvanlar ilham verdi. Kafamdaki pek çok düşünce farklı yollarla hep hayvanlara bağlandı. Bu albümle hâlâ güzel kalabilmeyi başarabilmiş olan hayvanları vurgulamak istedim.
Klibinizde uçma sahneleri var. Bunun herhangi bir göndermesi var mı? Bu fikir kime ait?Klibin yönetmeni Fatih Kızılgök’le iki ayın sonunda buna karar verdik. Bu aslında bir enstalasyon. Kimilerine göre bir ağaç şeklini alıyoruz, kimilerine göreyse bu sadece bir bütünsellik. Benim gözümde ise hayatta her şeyi mümkün kılan, sadece maddiyata dayalı olmayan bir dünyanın varlığına işaret ediyor.
MilliyetAslında bir yıldız varYasemin Mori'nin Aslında Bir Konu Var isimli parçası, bir süredir TV ve internetin gözdesi. 26 yaşındaki Mori'nin söz ve müzikleri kendisine ait Hayvanlar isimli ilk solo rock müzik albümü, haziran başında yayınlanacak..
Bazı müzik televizyonları ile internetteki Myspace'de, sayısı yaklaşık bir ayda binlere erişen bir dinleyici kitlesiyle, 1982 Ankara doğumlu Yasemin Mori'nin sesi duyuluyor. Söz ettiğimiz; Mori'nin, ilginç müzik videosuyla dikkat çeken Aslında Bir Konu Var ve cep telefonundaki kayıtla peşine takıldığı Aptal şarkısı. Mori'nin 10 parçalık Hayvanlar adlı ilk albümü, ay başında müzikseverlere sunulacak. Sanatçı Mori, aslında, Bilkent Üniversitesi Grafik-Tasarım bölümü mezunu. Dağıtımını Balet Plak'ın yapacağı Hayvanlar, aynı zamanda Irmak Plak etiketiyle piyasaya çıkacak ilk albüm de olacak.
- Müziğinizin aynı anda hem çok karamsar, hem de umutlu olabilmek gibi bir özelliği var.- Myspace üzerindeki dinleyicilerden biri de, internette yayında olan Aslında Bir Konu Var ve Aptal parçalarını dinleyince, "Çok acıklı ama bir yandan da insanın içine umut doğuyor," demiş. Siz de aynını söylüyorsunuz şimdi. Çünkü ben karamsar olabiliyorum, ama aynı zamanda da bu durumun içinden çıkabileceğimin farkındayım. Nasıl bir his içerisinde olursam olayım, dünya ne kadar kötü bir yer olmuş olursa olsun ve ben bu dünyaya kendimi ne kadar ait hissetmiyor olursam olayım, sonuçta bunları söyleyebiliyorum. İçimde bu güç hep bulunuyor ve bir şekilde, gerçek bir karamsarlığa düşmüyorum; çünkü bu şarkıları söyleyebilecek olmanın verdiği umut, hep içimde oluyor.
- Albümdeki müzikal deney zenginliği, söz ve müziğin sizden çıkıyor olmasıyla doğrudan ilgili mi?- Beraber çalıştığım insanlarla bir şeyler paylaşırken, onlarla bir olma duygusu, bir tür empati zenginliği hep var oluyor bende. Sürekli çaldığım birileri yok, bu değişiyor. Ama örneğin Ozan'la (Çolakoğlu) veya, DanDadaDan grubundan Korhan Futacı ile çalışırken de yaşadığım şey bu. Ben bir şey demek istiyorum; onlar da bir şey demek istiyor. Çalarken konuşuyoruz ve dünyaya aynı yerden bakabildiğimizi fark ediyoruz. Bu da albüm için çok tutarlı oluyor.
- Hayvanlar albümünde artistik performans, hikâyecilik de çok ön planda. Ne dersiniz?- Sanata bakınca aslında bütün dalları sana aynı şeyi anlatmaya çalışır gibi gelir ya; öyle. Birisi daha işitseldir, öteki daha görsel. Aslında sen bir kafasın ve onu, sanatın içindeki şeyi yaparak bulmaya çalışıyorsun gibi geliyor. Dolayısıyla sen dünyaya sadece kendinden bakabiliyorsun. Çok önemlisin aslında. Bu anlamda kendin üzerinden algılarını ne kadar daha fazla açıp, dünyayı daha fazla nasıl görebilirsin, hissedebilirsin, bunu sormak gerekiyor. Bir şeye daha dikkatli bakınca neler olabileceği, sanatın da araştırma alanına girdiği ve bu iki şey birbiriyle iç içe girdiği için, bu yaptığın şeyde bir tür bütünlük yaratıyor. Bir şey gördüğünde, üzerinde biraz düşünürsen, daha önceden bilmediğin bir şeyi keşfedebiliyorsun. 'Hmm, ben ne gördüm, ben bunu keşfettim' diyebiliyorsun ve bunu anlatmak istiyorsun. İşte ben de bunu bir tür yaşam biçimine dönüştürdüm sanırım.
- Albümü 10 yıl sonra dinleyecek olsanız neler düşünürdünüz?- Hiç yapmamış olmaktansa... diye bakardım sanırım. Tabii 10 yıl sonra muhtemelen dünyayı şu an algıladığımdan daha farklı algılayacak olduğumdan, bu albüm bana komik de gözükebilir pekala. Zaten yaptığım bazı şarkılar zaman içinde bana komik geliyor. Niye bu kadar naifmişim, niye şunu şunu görememişim ve böyle bir düşünceye kapılmışım diye, kendime kızabiliyorum. Ama sonuçta kendimi ifade etme çabam hoşuma gidiyor. Kaldı ki 10 sene sonra, hâlâ dünya diye bir yer olacak mı, onu da bilemiyorum! Bu yüzden geleceğe dair çok da fazla planım hiç olmuyor nedense. Ama tam da bu kaygısızlık halinden besleniyorum.
- Bu müziğe erişmek için nerelerden beslendiniz?- Aslında hep kendi kendime kayıt yapan biriyim ve vokalimle ilgili bir şeyleri sürekli keşfedip duruyorum. Ortaokula kadar uzanıyor bu. Ankaralıyım ve İstanbul'a geldiğimde burada pişen müzikten, alt kültürde ne varsa ondan oldukça beslendim. Özellikle Beyoğlu'ndaki bütün hikâyeden... Peyote'de çıkan gruplara dikkat ediyorum mesela. Orada çok önemli şeyler oluyor. Müzikal üretimimi kendime ait bir alanda, evimde yapsam da, gittiğim yerlerden bütün enerjimi de alıyorum.
-Yani, tarz aramıyorsunuz?- Tarz bağımlısı değilim ki. Ruh halimin bana o an içinde yansıttığı seslerle ilgiliyim ve onları aramaya gidiyorum, diyelim. Yoksa, daha önceden belirlediğim bir ses üzerine kurmuyorum şarkılarımı... Diyelim ki punk tavrı içindeyimdir, veya başka bir zaman huzuru arıyorumdur, o zaman müzik yaparken, ne ise, onun arayışında oluyorum. Bir grupta olmadığım için de kendimi sınırlandırmak peşinde değilim. Bilgi: ww.myspace.com/yasemori
SabahEvrim ALTUĞHeyecanlandıran İki Yeni ProjeYasemin Mori
Yasemin Mori’nin adı adeta bir fısıltı gazetesi gibi şehri dolaşmakta bugünlerde. Aslında sadece şehri de değil, şehirleri... Bir süredir ben de haberlerini alıyordum. Ozan Çolakoğlu ve Emre Irmak’la çalıştığını, Ankaralı olduğunu, görsel sanatlar okuduğunu biliyordum. Albümü dinleyenler çok şaşıracaksın diyorlardı. Yasemin’in önce myspace adresini ziyaret ettim. Nihayet albümden 2 şarkı karşımda duruyordu. Üstelik bonus olarak video klibin bile yüklü olduğunu gördüm. Bu arada klibin, televizyonlarda yayınlanmaya başladığı haberini de vereyim hemen. Aslında bir reklam yönetmeni olan Fatih Kızılgök imzası taşıyan klip karşısında şaşırmamak, hayran olmamak işten değil. Fatih Kızılgök’ü hatırlıyorsunuzdur. En son Cem Özkan’ın büyük ses getiren “Dön Bana” klibini çekmişti. Şarkı, özellikle klibi sayesinde kısa sürede bir fenomene dönüşmüştü. İşte Yasemin Mori’nin ilk klibi “Aslında Bir Konu Var” da Fatih Kızılgök imzası taşıyor. Öyle güzel uymuş ki ruhları, ortaya çok özgün ve çok farklı bir bütün çıkmış. Öyle sevdim ki Yasemin’i ve şarkılarını, myspace beni kesmedi, geçtiğimiz hafta hem albümü dinlemek hem de Yasemin’le röportaj yapmak üzere Ozan Çolakoğlu’nun stüdyosuna gittim. Karşımda her hücresinden adeta hayat fışkıran 26 yaşında heyecanlı bir kız duruyordu. Albümden birkaç şarkıyı dinleyebildim. Uzun zamandır böyle heyecanlandığım, beni silkeleyip, kan portakalı gibi hayat üfleyen böyle bir şey duymamıştım. Yasemin’in kimselere benzemeyen bir sesi, sözleri, müzikleri ve klibi var. Çok yakında sizlerle olacak. Şimdiden adını not edin. Bence çok uzun bir süre onu konuşacağız. Yalnızca ilk albümüyle değil, üstelik. Yasemin’in çok uzun bir serüveni olacağını hissediyorum...
Suat Kavukluoğlu - 26 Mayıs 2008Pafil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder