31 Temmuz 2008 Perşembe

Yangına körükle gidiyor!




Yasemin Mori ismini Dream TV ekranlarında sık sık görür oldunuz ve eminiz sizde bu genç bayanın kim olduğunu, neler yaptığını merak ettiniz.Albümün çıkmasına günler kala Yasemin ile buluştuk ve merak ettiklerimizi sizler için sorduk.Daha sonra onu Masstival sahnesinde izledik ve yeni albümüyle ilgili bilgilerimizi güncelledik.


Merhaba Yasemin, nasılsın? Nasıl gidiyor albüm hazırlıkları?


Albüm hazırlıkları tamamlandı, eğer ben de şu kapak tasarımını bitirebilirsem bir kaç gün kalmaz her şey bitmiş olacak. İki gecedir kapak ile uğraşıyoruz, gözümüzde büyümeye başladı git gide. Her şey bitti ve şu an beklenen sadece kapak tasarımı. Onun dışında her şey çok keyifli.


Klibin ile oldukça gündemdesin. Albüm çıkışı gecikti mi yoksa planlanan bu muydu?


Gecikti. Yaz albümü olsun istemiyordum ben. Tersine eylülde çıksın istiyordum ama artık çok da önemsemiyorum. Gecikme nedenlerine gelirsek, sanırım fazla mükemmeliyetçi davrandım. Hep sil baştan aldım. Albümüm çıkmaya çok yakın olduğu için klibi yayınladık yoksa klibi rotasyona sokup ardından albümü yayınlama gibi stratejik düşünmedik. Albümü daha erken çıkarmayı planladık ama geciktik. Gecikmeden çok da şikayetçi değilim aslında.


Klibin başarısının ardında kimi aramalıyız peki?


Klip içim Fatih Kızılgök ile uzun bir süre beyin fırtınası yaptık. En sonunda Fatih bu fikirle geldi. Benim o sıralarda hayatımda olan ufak bir ayrıntıdan bahsediyorduk, sanıyorum o ona bir fikir verdi. Ertesi gün klibi anlattı bana. Pek de anlamış değildim o anlattığında. Ardından düşündüm ve evet dedim. Görsel tasarım okudum ben de zaten nasıl bir şey olması gerektiğine birlikte karar vermiştik. Benim nasıl bir şey istediğimi biliyordu Fatih.


Albümün nasıl olacak? Bu albümü sabırsızlıkla bekleyenler, nasıl bir ruh hali ile karşılaşacaklar "Hayvanlar"da?


Albümü üretmek uzun bir zamana yayılmış olduğundan biraz değişken ruh hali ile karşılaşacaklar sanırım. Yaklaşık 3 yıla yayılmış bir süreç. Bu dünyada bir şeylerin yanlış gittiğini fark eden ve bunları dile getirmekten çekinmeyen bir kız bulacaklar. Her zaman çok sakin bir kız değil bu, yumuşatmaya da çalışmıyor olayları, yangına körükle gidiyor hatta. Bu nedenle alıp huzurla dinleyecekleri bir albüm olmayacak bu.' Arjantin' diye bir şarkı var mesela ' Arjantin'miş gibi sömürgeciliği anlatıyor.


Normalde nasıl biri Yasemin Mori?


Çok değişken biriyim. Balık burcuyum bir kere :)

Heyecanlı ve enerjik biriyim. Bazen çok duygusalım, bazense duygudan eser yok. Ben değişimlere kendimi bırakıp bir nevi hayatın içinde akıyorum. Çok büyük hayallerim yok, belki biraz daha evrensel bakabilmeyi öğrenmek istiyorum. Kendimin dışına çıkmayı, deneyebileceğim kadar çok şeyi denemek istiyorum ikinci albüm biraz daha kendim dışında olur.


MySpace sayfanın uzun süredir takip eden kemik bir kitlen var. Klibin de tanınmanda çok etkisi olduğunu düşünürsek, albüm satışlarının pek de şahane olmadı bu dönemde sen albümden neler bekliyorsun?


Bir kere insanların elinde tuttukları bir materyal olması beni heyecanlandırıyor. Onun içinde benim çizimlerim var, bir parçam var. Öte taraftan insanlarda bir albüm bekleyişi var. Ne yaparsan yap bunu bekliyorlar benden. İnsanların evine girebilmiş olmak da heyecanlandırıyor. Hem albümlerin satmadığına inanmıyorum galiba ben. Çok büyük bir patlama olmayacak ama bu zamana dek bu kültürle yetiştik, hepimiz albüm topladık. Ben bunu şu an yapabiliyorsam, yapmayı istiyorum elbette. Eğer bir gün plak şirketleri albüm yapmaya hayır derse o zaman yeni çareler düşünülebilir.


İçine girmekte olduğun müzik piyasası için neler düşünüyorsun?


Bence çok güzel bir değişim yaşanıyor. Belki ben daha çok içine girdim. Çünkü Ankara'da iken bunu çok takip edebiliyor değildim. Büyük kısmını kaçırıyordum. Şimdi daha farkında olduğumdan mıdır bilemiyorum, durumu oldukça keyifli buluyorum. Bir kere internet in yaygınlaşması inanılmaz bir faktör. Van'daki birisinin Japonya'daki bir gruptan haberdar olabiliyor olması harika. Her şeye erişebilme şansı var artık. Biz bir şeylere ulaşmak için inanılmaz uğraş verirdik içine girdiğim bu durumda, herkesi daha iyi anlayabiliyorum sanırım. yapmak istedikleri, amaçladıkları... Herkes daha farkında sanırım her şeyin. Hepsi iyi olmasa bile pek çok yeni grup arasından pırıl pırıl parlayan süper işler çıktı.


Bıkmadan usanmadan dinlediğin kimler vardır?


Çok fazla şey var. Çok fazla müzik dinledim özellikle ortaokul ve lise yıllarımda. Ortaokulda Queen'i keşfetmiştim, ardından The Cure geldi, Morrisey geldi. Kendi kendine oluşan bir zincir olmaya başladı. Ablam çok büyük bir faktördü. Müzikle tanışmam onun odasından gelen seslere kulak kabartmam ile oldu. İnanılmaz bir arşivi vardı ve istediğin her albümü bulabilirdin. Pink Floyd ve Beatles'i unutamam ayrıca. Son zamanlarda Çilekeş'in ' Akrep ' şarkısını çok dinliyorum. Kujo dinliyorum. DANdadaDAN'ın dağılmış olmasından ötürü de üzüntü duyuyorum.


Ablanın müziğe başlamandaki etkisi oldukça büyük sanırım. Onun bir kız grubu varmış ve sen onlara çok özenirmişsin. Nasıl başladı ve nasıl ciddileşti her şey?


Ahhh evet! (kahkahalar) Korkunç bir dönemdi. Ne yaptıklarını anlamaya çalışıyordum. Garip sesler geliyordu odalarından ve gerçekten onları çok havalı buluyordum. Tam kız grubu gibide değillerdi benim aslında yapmayacağım tarzda bir müzik yapıyorlardı, tam olarak adlandıramam folk'a yakın ama enerjileri harikaydı! O beni içine çekti resmen.

Ardından Queen'le tanıştım ve o gün hayatımda bir dönüm noktasıydı. Daha sonra ortaokulda kendi bestelerimi yapmaya başladım. Çok kötü şeylerdi ama zamanla bir şeye döndüler. Ciddileşmek dersen...Bu bana hala iş gibi gelmiyor. Yani, hayatta en sevdiğim şeyi yapıyorum ve güne ' bu gün iş var ' diyerek başlamıyorum.


Şarkı söylemeye tam olarak ne zaman başladın?


Ortaokulda başladım şarkı söylemeye. Sesimi kullanmayı seviyordum. Ama çok bağırıyordum sanırım ki nodüller oluşmaya başladı ve bir ameliyat geçirdim. Ardından sesimi daha kontrollü kullanmayı öğrendim. Dışavurumcuydum, her şeyi sesimle dışa vurmaya çalışıyordum. Sesimi kaydedip üzerinde oynuyordum. Biraz klavye biraz da gitar çalarım ama ben hep sesim üzerinde yoğunlaştım. Denemelerim lisede ciddileşti. Gruplara girdim çıktım ama kendimi hiç ait hissedemedim. Onların besteleri vardı ve ben onları söylerken buluyordum kendimi. Hiç cover grubum olmadı, hep beste üzerinden ilerledi her şey.


Peki, hiç coverlamayı çok istediğiniz bir parça oldu mu?


Oldu tabii, olmaz mı? Bir sürü var ama hepsi yabancı. Bu da hoş bir şey değil. Kendi dilimiz varken ve kendi dilimizi kullanarak yeterince şeyi anlatabiliyorken başka bir dili tercih etmenin çok da lüzumlu olmadığını düşünüyorum. Bu dile yeterince eğilmiyoruz sanki. Bilemiyorum, bu dilin ne kadar önemli olduğunu gözden kaçırıyoruz sanırım ben bunu yapmak istemiyorum. Cover yapma fikri ortaya çıktığında hep kendi dilim üzerinden yol almayı seçiyorum. Ama ' Love Will Tear Us Apart' söylemeyi istiyorum. :)


Konserler ne zaman başlıyor? Sahnede kimler ile göreceğiz seni?


Masstival var. Onun dışında küçük konserler olacak ama henüz kesinleşen bir şey yok. MySpace'den duyuracağım zaten kesinleşir kesinleşmez. Sahnede Ozan Çolakoğlu davul çalacak benimle birlikte bu heyecan verici..


Röportaj: Birsen Birdir / Dream Dergi Ağustos 2008

Dergi Capture Erik ;)

Dream Dergi Ağustos Sayısı

Bende dahil bir çoğumuzun Yasemin Mori'yle tanışmamızı sağlayan Dream Tv'nin yayın organı olan Dream Dergi Ağustos sayısında Yasemin Mori'nin bir röpörtajı bulunuyor.

Dream Ağustos / 2008:

Çiçekler açsın diye hayvanlar diyorum


O, albümünü daha piyasaya çıkarmadan herkesin merak ettiği kişi oldu. Doğayla yaşamayı seviyor, müziklerinde hem doğayı hem isyanı anlatıyor. Yasemin Mori, çıkardığı yeni albümünün heyecanı içinde

Evin içine kapanık, asi kızı Yasemin Mori’nin en büyük derdi, bir albümü olsun, sesini kitlelere duyursun imiş ki, bu büyük hayalini de ‘Hayvanlar’ albümü ile nihayet gerçekleştirdi. 26 yaşındaki Mori, Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü mezunu. Eğitimi bittikten sonra, Ankara’dan, ailesinin yanından ayrılarak İstanbul’un yolunu tutuyor ve serüven de başlıyor.

Müzikle yolunuz nasıl kesişti?

Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nü kazandım. Daha çok görsel alana yönelmeye karar verdim. Ama içimdeki müzik aşkı hiçbir zaman bitmedi. Bütün projelerimin içine müziği hep kattım. Üniversitede, bitirme projesi için bilen biriyle çalışmam gerekiyordu. Emre Irmak da o aralar askerlik için oradaydı. Onunla tanışmak hayatımın dönüm noktası oldu. Benim aklımda, İtalya’da müzik okuluna gidip, kendimi tam anlamıyla geliştirmek vardı. Ama Emre Irmak ile o kadar güzel şeyler yaptık ki onları bırakıp gidemedim. Ve İstanbul’a geldim. Geldiğim günden bu yana kadar da onunla hep bir şeyler üreterek çalışmaya devam ettim. Ve sonunda ‘Hayvanlar’ adlı albümümü ortaya çıkardım.

Ankara’nın da oturmuş bir müzik kültürü vardır. Ama siz İstanbul’u tercih ettiniz.

Ankara bana göre çok küçük ve bütün dünyaya kapalı bir yer. Sadece kendi dünyanız var. İnternet olmasa hayattan tamamen koparsınız. Zaten hiçbir zaman orada kalmayı düşünmüyordum. “Şehir şehir dolaşayım. Başıma neler gelecek göreyim” diyen biriyim. Sürprizlerle dolu hayatı seviyorum. İstanbul’a gelince, “Hayat buymuş” dedim. Ve mutlu oldum. Çünkü her şeyi gözlemleyebiliyorsunuz ve akıcı bir hayatınız var.

Albümünüze ‘Hayvanlar’ adını koyma nedeniniz hayvanları sevmeniz mi? Yoksa insanları, düşünen hayvan gibi mi algılıyorsunuz?

Biz çok düşünen ve kuran yaratıklarız. Ağaç olma metaforuna doğru gidiyoruz. Ve bizim dallarımız var. Dallardan daha çok köklerimizi unutmayalım istiyorum. Hayvanların hayatta kalma içgüdüsünden etkilenmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü nereden geldiğimizi bilmek gerekiyor. Orayı unuttuğumuz an, işte dallarda çiçekler açmıyor. İşte bu yüzden, çiçekler açsın diye ‘Hayvanlar’ diyorum.
Doğa sevginizi her albümünüzde yansıtacak mısınız?
Doğa çok önemli. Git gide yok olursa, daha çok yansıtırım.

Şarkılarınızda isyan ve asilik var. Müzik yaparken mi bu kadar asi oluyorsunuz?

İnsan ilişkilerinde çok vasat biriyim. İçime kapanığımdır. İçimdeki ruhu ancak şarkılarımda yansıtabiliyorum.

‘Aslında Bir Konu Var’ adlı klibinizde, gücünüzle etrafınızda uçuşan erkekler var.

Erkek-kadın gibi kavramlarına çok inanmıyorum. Biri var olmuş ki diğer cins ortaya çıkmış. Bu yüzden kimsenin kimse üzerinde çok fazla etkisi yok.

Albümünüz çıkmadan tüm şarkılarınız internetteydi. İnternet, albümden daha mı etkili?

Şarkı ve klip hazır bir şekilde elime geldi. Plak şirketi de klip yayınlayan kanallara yolladı. Ben de myspace’ime koymak istedim. Şirket de ‘koy’ deyince koydum. Ama bu kadar çok tutulup dilden dile yayılacağını tahmin etmiyordum.

Eda İMİK - Tempo Dergi

30 Temmuz 2008 Çarşamba

Yasemin Mori Resimleri (Slayt)

Yasemin Mori resimlerinden oluşan slayt:

Müzik : Anima - Fa Minör Mızıka
Basit bir slayt ama içinde Yasemin Mori olduğu için güzel :)

İyi izlemeler.

26 Temmuz 2008 Cumartesi

Yasemin Kız

Uzun yıllar önceden tanışırız Emre Irmak’la. Henüz daha çok gençken ne kadar yetenekli bir adam olduğunu göstermişti. Ama uzun zamandan beri Yasemin Mori projesiyle ilgili ne kadar heyecanlı olduğunu iyi biliyorum.

Yasemin’den bahsedince gözlerinin içi gülüyor hep; "müthiş bir ses, müthiş bir şarkı yazarı; seni mutlaka tanıştırmam gerek" diyor. Hakikaten bir gün bir yerde tanışıyoruz. Çıtı pıtı, güler yüzlü bir kız Yasemin. Aradan çokça zaman geçiyor.

Yasemin’in şarkıları internet ortamlarında; özellikle de Myspace’de binlerce kez dinlenir olmuş. Zaman içinde şarkılar iyice olgunlaşmış. Yasemin’in besteleri de sözleri de vurucu. İyi bir kadın rock vokali olmaya da kuvvetli bir aday. İlk dinleyişte çarpan şarkılar.

Myspace’ten takip ederken umarız albümün gerisi düş kırıklığı yaratmaz diye düşünüyoruz ister istemez. Ancak "Hayvanlar" albümü çıktığında Mori’nin beklediğimizden de fazlasını biriktirdiğini; o çıtı pıtı, küçük, güzel kızın şarkılarıyla nasıl kocaman bir iş çıkarttığını anlıyoruz.

Albüm henüz piyasaya çıkmadan televizyonlarda ve internet ortamında izlediğimiz ilk klip "Aslında Bir Konu Var" da şarkıyla oluşturduğu uyum ve sadeliği ile Yasemin Mori’nin ününe ün katıyor. Yönetmen Fatih Kızılgök’ün de hakkını teslim edelim. Tabii grafik tasarımcı Yasemin’in de olayın görsel taraflarında parmağı olduğu kesin.

Son yıllarda çıkmış en heyecan verici albümlerden biri olan "Hayvanlar"da; Cengiz Baysal, Volkan Öktem, Tarkan Gözübüyük, Murat Ejder, Gültekin Kacar, Korhan Futacı gibi iyi müzisyenler eşlik ediyor Yasemin Mori’ye.

Albümden "Aslında Bir Konu Var" dışında "Kuzgun", "Nolur, Nolur, Nolur", "Arjantin", "Konuşmak", "Mutsuz Punk", "Aptal" başta olmak üzere tüm Yasemin Mori şarkıları tavsiyemdir. Kendisine buradan açık çek veriyorum.

Ben albümü dinlemeden almam diyorsanız www.yaseminmori.org adresinde tüm şarkıların kısa versiyonlarını dinleyebilir, fikir edinebilirsiniz. Yine www.myspace.com/yasemori adresinde de "Kuzgun", "Aslında Bir Konu Var" ve "Aptal"ın tam versiyonlarını dinlemek mümkün.

MÜZİSYEN NE YAPSIN?

Gelelim işin bir diğer boyutuna... Albümün müzikal prodüktörlüğünü Yasemin Mori ve Emre Irmak birlikte yapmışlar. Yazının başında da söylediğim gibi uzun zamandan beri şarkıları en iyi haline getirmek için çalışıyorlar canla başla.

Öte taraftan albümün yapımcısı olarak Emre Irmak ve Ozan Çolakoğlu isimlerini görüyoruz. Emre’nin ne kadar yetenekli bir müzik adamı olduğundan söz etmiştim. Ozan Çolakoğlu için bir şey söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Türkiye’nin en iyi müzik adamlarından biri olmasının yanı sıra müzikten başka bir şey düşünmeyen, mütevazı bir usta aynı zamanda.

Yapımcı ne demek? Para veren, işi pazarlayan adam demek. Bir zamanlar plak şirketlerinin yaptığı iş yani. Ama bugün plak şirketlerinin çoğu sadece albüm çoğaltıp dağıtmaktan öte bir işlev görmüyorlar. Albümün tüm masraflarını müzisyenler karşılıyor, hatta klip ve tanıtım masrafları bile çoğu zaman sanatçıların cebinden çıkıyor.

Bu durumda iki müzisyen Emre Irmak ve Ozan Çolakoğlu hatırı sayılır paraları ceplerinden harcayarak albümün yapımcılığını üstlenmeyi yeğliyor. Ozan da, Yasemin ve Emre kadar inanıyor işe. Ve "Hayvanlar" albümü Emre’nin kurduğu Irmak Plak etiketiyle sonunda çıkıyor piyasaya.

Asıl işleri yapımcılık olan müzik şirketleri bu şekilde davranarak kendilerini koruduklarını sanıyorlar belki ama aslında kendi kuyularını kazıyorlar. Müzisyenler inançları uğruna büyük risklere giriyorlar; ama başka şansları da kalmadı galiba.

Büyük müzik şirketlerinin dağıtım şirketlerinden farkı kalmadığı, meslek örgütlerinin telif gelirlerini aylar sonra ödediği hatta nasıl pay edeceği konusunda bile sürekli tartıştığı bir ortamda; kazandığını yine müziğe yatıran müzisyenleri kim kurtaracak inanın ben de bilmiyorum.

Tolga AKYILDIZ / Hürriyet

19 Temmuz 2008 Cumartesi

Yasemin Mori’nin aslında birçok konusu var


"Aslında bir konu var" diyerek adını müzik kanallarında, internet sitelerinde ve top 10 listelerinde duyurdu Yasemin Mori. Henüz ortada albüm bile yoktu ama Myspace sayfasında yayımlanan klip, birkaç gün içinde binlerce kez izlendi. Aynı klip MTV Türkiye’de "Günün Şarkısı" olarak yayınlandı. Üzerinde bu kadar çok konuşulan "Aslında bir konu var" ve diğer dokuz şarkı, sonunda Irmak Plak’ın yayınladığı Hayvanlar adlı albümde toplandı. "Belli bir tarzım yok. Rock, pop, caz ya da alternatif müzik değil, sadece Yasemin Mori" diyor kendisi.

Yasemin Mori (26) İstanbul doğumlu. Ama ailesi iş gereği o 6 yaşındayken Ankara’ya yerleşmiş. Bu yüzden "Ankaralıyım" diyor. Müziğe düşkünlüğü de burada, çok iyi birer dinleyici olan babası ve ablası sayesinde başladı. Büyük bir arşive sahip babası, onu klasik müzikte ustalaştırırken, ablası da rock ve cazı öğretti. Ama müzikle asıl tanışmasını Queen’i dinlediği gün olarak anıyor: "İlgimi daha çok rock müzik çekiyordu. Ama Queen’in Bohemian in Rapsody şarkısını dinledikten sonra rocktan öte müzikler olduğunu anladım. O zaman henüz ilkokulda olduğumdan bu şarkıların sözlerini de anlamıyordum. Belki de bu yüzden hep müzik ve vokal üzerinde yoğunlaştım."

Emre çarşı iznindeyken besteyi düzelttik

Mori, sonraki yıllarda babasının aldığı küçük bir orgla, dinlediklerini kendi kendine çalmaya başladı. Gitar çalan ablası ona yardım etti. Zamanla besteler yapmaya başladı. Hiçbir enstrümanda uzmanlaşamadı. O sadece çılgınca şarkı söylemek, besteler yapmak ve söz yazmak istiyordu. Lisede müzik gruplarına katıldı ama cover yapanları değil, kendi tarzı ve şarkıları olanları seçti. Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde okudu. Ama bitirme projesi bile müzik üzerineydi. Kendisine ait bir besteden yola çıkıp konusunu hazırladı ve fon müziği olarak bunu kullandı.

İşte bu sırada da Hayvanlar albümünün prodüktörlerinden Emre Irmak’la tanıştı. "Bu besteyi düzgün bir şekilde kaydettirmek istiyordum. Bir arkadaşım beni Emre ile tanıştırdı. Emre Ankara’da askerdeydi. Çarşı izni günlerinde buluşup besteyi düzelttik. Bundan sonra da arkadaşlığımız devam etti ve yaptığım tüm besteler üzerine tartışmalarımız sürdü."

Bu bir isyan değil olanı anlatıyorum

Yasemin, üniversiteyi bitirince İstanbul’a taşındı ve beste yapmaya devam etti. Emre Irmak ile çalışmayı sürdürdü ancak amacı albüm yapmak değildi. Sadece bir kez bir DJ arkadaşının teklifiyle Roxy’de kendi besteleriyle konser verdi. Sahneye çıkmak istediğini anladı. Bir de artık daha iyi besteler yaptığını hissediyordu: "İstediğim dünyanın oluşmaya başladığını hissettim. Kaosun içinde kendime bir yer açıyordum. Ankara’da yaşayanlar biraz daha sistemli, var olmak orada daha kolay. İstanbul’da ise herkes bir çırpınış içinde. Belki de Ankara’dan buraya yerleşmem etkili oldu. Şarkılarımda her şey çok durgunken bir anda patlamalar olabiliyor."

Yasemin Mori’nin albümünde 10 şarkı var. Yıllardır beste yaptığından aralarından eleme yapmakta zorlandı. Kayıtlar bittikten sonra bile iki şarkıyı çıkarıp yerlerine sonradan yazdığı Kuzgun ve Arjantin’i ekledi.

Klibin bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik

Bu, sadece bir konuya giriş cümlesi benim için. Bir şey anlatacağım ve ona giriş yapıyorum. Şarkıda ikili bir ilişkiyi anlatırken aslında daha büyük bir bütün olduğu farkediliyor. Klipte de bunu anlatmak istedim. Bu yüzden sürekli insanlar çoğalıyor. Tek başına var olduğunu sanarken, birileri ortaya çıkıyor ve "Bak ben de varım" diyor. Albüm biraz geç kaldı. Klip hazırdı ve yayınlamamak çok saçmaydı. Çünkü bir hafta sonra albümü çıkarmayı düşünüyorduk. Ama bazı aksaklıklar oldu ve bir ay geç çıktı. O arada klibin bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik.

Mori soyadı anneanneden kalma

Aslında asıl soyadım Savgı. Ama albüm için kendime Yasemin Mori demeyi tercih ettim. Çünkü Mori, Balkan dillerinde "kız" kelimesi yerine kullanılıyor. Edirne’de yaşayan anneannem ve arkadaşları da bu yüzden beni çağırırken "Yasemin Mori" diye seslenirlerdi. Bunu çok benimsedim. Hep benimle kalması için albümdeki ismimi Yasemin Mori yaptım.

Albümün adı niye Hayvanlar?

Albümde "Kuzgun" adında bir şarkı var. Bir de Mutsuz Punk’ta, bir kızla bir at arasında geçen ilişki anlatılıyor. Hayvanlara meraklıyım, üç tane kedim var. Hayvanlar üzerinden bir şeyler anlatmak bana anlamlı geliyor. Biz insanlar doğaya bu kadar zarar verirken, hayvanların sezgileriyle onu korumaya devam ettiklerini düşünüyorum. Edgar Allan Poe’nun Kuzgun adlı kitabını birçok kez okudum. Balkonuma kargalar geldiğinde, çok benzettiğim için keşke bunlar kuzgun olsa diye düşünürüm. Belki de bu şarkı o kargalar sayesinde çıkmıştır. Dertli kuşlar bunlar. Sanki her şeyi biliyormuş gibi bakıyorlar.

Deniz İnceoğlu / Hürriyet

18 Temmuz 2008 Cuma

Cosmo Girl Röpörtajı


' Aslında Bir Konu Var' adlı parçayla bir anda dikkatleri üzerine çeken Yasemin Mori 'Hayvanlar' adlı yeni albümüyle yaz aylarında düşündürecek. Bu albüm iç güdülerle ve doğayla müthiş bir uyum içerisinde olanlara işaret ediyor!



Şarkıdaki gibi biriyim işte. Bir şey dikkatimi çeker, sonra o şeyi anlamaya çalışırım.
Altından bakarım, üstünden bakarım, sorular sorarım, dokunurum, hissederim...

'Aslında bir konu var' şarkısının yanı sıra, klibin de çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.

Albümün ismi 'Hayvanlar'. İç güdülere ve doğayla müthiş bir uyum içerisinde olanlara işaret ediyor.Bu şarkıları yazdığım sırada, bir yanım doğal yaşam alanımızdan koparılmış olduğumuz duygusunu fazlasıyla hissediyordu.Diğer yanımsa insanların ürettiği gerçeklikten kopmak istemiyordu, bu gerçeğe tanıklık etmek istiyordu.işte bunlar albüm oldular.

Bir süre İstanbul'da yaşayım, sonra İtalya'da okumaya devam etmek gibi bir niyetim vardı ama İstanbul'da kaldıkça burada olmak istediğimi fark ettim.İstanbul sanatla uğraşanlar için çok önemli bir yer gibi geliyor bana.İki kıtayı birleştirmesini düşünmek bile garip.burası bir şeyler üretmek için insanı zorluyor.

Sanatla ilgili bir bölümde okumanın insan bakış açısını genişletmesine yardım ediyor.Verilen tüm projeler zihninize çekilen ya da sizin çektiğiniz setleri kaldırmaya, yıkmaya yönelik olduğundan, özgürleşmek gibi bir derdiniz varsa size bir yol açabiliyor.

Kesinlikle doğallıktan yanayım ilk insanlara özenen biri başka neden yana olabilir ki zaten? :)

Temmuz 2008 CosmoGirL!

Dergi capture yine erik ten ;) bloga en çok hatta 'tek' destek olan kişi teşekkür ediyoruz.

Ben Bir Hikaye Anlatıcısıyım...





Yasemin Mori 26 yaşında.Ankara doğumlu.İlk albümü "Hayvanlar"daki söz ve bestelerle birlikte,grafik tasarımları da kendine ait. Mori, Şarkılarında canını yakan ve kendini sinirlendiren şeyleri anlatıyor.Sahneyi seviyor,çünkü söylemek istediklerini sahnede daha anlaşılır bir hale geldiğini düşünüyor.Albümünü yaparken kendini toprağın altına gömmüş gibi hissettiğini ve derdini oradan anlatmak istediği söylüyor. Az ışıkla yaşamadan güneşin değerini bilememenin ne menem bir şey olduğunun da farkında. İşte anlattıkları...


-Müzikle ilişkiniz ne zaman dinlemekten öteye geçti, yani ne zaman müzik için harekete geçtiniz?

Ben aslında Queen'in "Bohemian Rhapsody"sini dinlediğimde bu kırılmayı yaşadım.Ortaokul yıllarında ablam kaseti bana getirip "bunu dinlemelisin" dediğinde onun heyecanına anlam verememiştim, dinlediğimde ise her şey değişti.Melodinin geçişleri, sözleri,armoninin rengi her şey harikaydı... Mucize gibi bir şarkıydı, yani her şey onunla başladı.Müziğe kapıldığımı anlayan babam da bana bir org aldı. Lise yıllarında müzik grupları kurup yola devam ettim. Zaten lisedeki o heyecan devam ederse albüme kadar uzanabiliyor ya da orada bitiyor.

-Üniversitede grafik tasarım okumuşsunuz. Görsel yaratım da kendini ifade etmenin farklı bir yolu. Müzikle teması nasıl?
İkisi de bakmaya ve görmeye zorlayan şeyler, birbirlerini tamamlıyorlar.Dinlemek,bakmak, bakıp da görmek, görüp de yorumlayabilmek ikisini birbirine yakın tutuyor.

-Dinlemek de bir bakıma görsel bir süreç.
Müzik kafanızda bir resim çizer ve siz o resime göre duygulanırsınız.Müzikal hikayeyi görsel olarak ifade etmek ona anlam katmaya başlıyor.

-Sesiniz buğulu,melankolik ve yoğun,ama masum bir yakarış da değil.Müzikteki derdiniz ne?
Dertsiz hayatlar yaşamıyoruz.Doğu,Batı,sağ,sol,sen,ben,biz,öteki derken hepimiz taraf oluyoruz.Taraflar birbirinin üstüne çıkıyor,boğuyor ve yoruluyor.Müzik de bu çarpışmada bir çıkış yolu,o çatlaktan çıkan bir ironi... Ben ise nelerden canım yanıyor , neler beni üzüyor ve sinirlendiriyor bunların derdine düşüyorum.

-Yaratıcılık marazdan doğuyor,ama sizin şarkılarınızda hiciv var.Çıkış parçanız " Aslında bir konu var", zor ve söylenmek istenmeye konuşmalardan önce gelen bir başlangıç cümlesi.O şarkıda neyle çatışıyorsunuz?
Aslında klibin kurgusuna pek çok konu oturabiliyor, ama benim üzerinde durduğum "bir" olmak, yani kendine ait kalabilmeli.Tüm sıkıntılarımız, acılarımız yaşadığımız için var.Bazen bunun da yeterli olduğunu düşünüyorum.şarkılarımda hayatımızı dengede tutmaya çalışırken nasıl yorulduğumuzu anlatıyorum. Sözlerdeki içsel kısımlar da kendimle ilgili derlerin yaması.

-Melodiyi sözlere mi yazıyorsunuz enstrümanla mı?
Bazen çok belirgin bir şekilde sözlerle yazıyorum, iyi bir armoniyi sonuna kadar getirebiliyorum.Sanırım en iyiler,en kolay anlaşılanlar, plan yapmadan ansızın gelenler oluyor.
Müziği parça parça yazınca kimyası çok karışıyor.

-Albümün adı "Hayvanlar" , ama anlatmak istediğinizin karşılığı bu değil sanırım.
Albümü yaparken kendimi toprağın altına gömdüm gibi hissettim, oradan bir şey söylemek istiyordum. Toprağın biraz altında, azar azar sızan güneşi görerek bir şeyler yazmaya ve anlatmaya çalıştım. Toprağın altına girmeden o ışık sızıntısının değerini bilmiyoruz.Bunları kişiselleştirmek anlamlarını biraz küçültüyor.Zaten benim nasıl bir yolda olduğum değil de yolun kendisi üzerinde bir çaba bu.

-Peki sahnede olmak nasıl?
Sahne başka bir yer.Tiyatro gibi ,ama canlı,her seferinde farklı bir oyun var, tepkilere ve doğaçlamalara açık. Sahnede ne dediğim daha anlaşılır bir hale geliyor. Zaten şarkıları canlı söylemek çok farkı .Ben zaten kendimi hikaye anlatıcı olarak görüyorum şarkılarım da müzikli hikayeler...

Ali Deniz Uslu / Cumhuriyet

Gazete scani için YaseminMori.org'dan erik'e teşekkürler :)

17 Temmuz 2008 Perşembe

Bir varmıııış, bir yokmuuuuş...

İşte henüz albümü çıkmadan herkesçe tanınıp bilinen, klibi ve farklı ses rengiyle dikkatleri üzerine çeken ve Harry Potter'in Emma Watson'una benzettiğim Yasemin Mori'nin hikayesi

Biraz geçmiş yıllara gidelim. Müzik hayatına nasıl girdi?
1982 İstanbul doğumluyum. Ailem sonradan Ankara'ya taşındı. Okul hayatım Ankara'da geçti.

Benim dönemimde bizim ailede müzik, üzerine titrenen bir şeydi. Plaklar dinlenirdi hep. Müzik dinlemenin bir ritüeli vardı. Ablam, annem ve babamın klasik müzik krizini eve yeni yeni müzik tarzları sokarak dağıttı, ben de o sayede caz ve rock la tanıştım.

Söz yazıp beste yapıyorsun. Bu yetenek genlerden mi geliyor acaba?
Ailede müzisyen yok ama annemin sesi çok güzeldir. (Şaka! bunu annemi güldürmek için söyledim, çünkü annemin sesi gerçekten pek iyi değildir :) Ama babam benim yaşlarımdayken kendi kendine besteler yapıyormuş. Annem babamın kadifeler kadifesi bir sesi olduğunu söyler. Gerçi ben hiç duymadım! Mimarlık okumuş, benim gibi o da çizmeye çok meraklı. Hiç unutmuyorum, ortaokuldayken onun gençliğindeki müzik grubunu grafikler çizerek anlattığı defterine hayranlıkla bakardım.

Merak ediyorum, İstanbul'a alışabildin mi?
Dünyanın bütün şehirleri bir şeyler vaat ediyor. İstanbul da gösteriyor kendini. Yani İstanbul'u zaten biliyordum, onu elimden geldiği kadar çabuk kabullenmeye baktım.

Daha önce amatör olarak nerelerde sahne almıştın? Seni ilk kim keşfetti?
Aslında pek bir şey yok. Ankara'da Üniversitenin ilk yıllarında okuldan öğretim görevlisi bir hocamın, Zafer Aracagök'ün proje bazlı konserinde bir kaç şarkıya eşlik etmiştim, grubun adı "Sıfır"dı ve ilk sahne deneyimimdi. Çok ilginç bir müzik yapıyorlardı. O gece Babazula'dan Murat Ertel konuk sanatçılardan biriydi. Güzel bir geceydi benim için. Bir kere de Roxy'de sahne aldım. O zamanlar başka bir grupla çalıyorduk. Konsepti uykudan önce hikayeleri gibiydi biraz.

Albüm yaparken sana kim destek oldu?
Şu bir gerçek; albümü yaparken en büyük desteği ailemden ve Emre Irmak'tan aldım. Ozan Çolakoğlu da son anda projeye katılarak destek oldu.

Deneyimin çok az olsa da sahne performansın oldukça enerjik. Baştan sona hiç tempoyu düşürmeden kendini izletiyorsun. Bunu neye borçlu olabilirsin?
Sahnede olduğumu unutmuyorum. İnsanlara yapmış olduğum albümü anlatıyorum, bunu anlatmayı da çok seviyorum üstelik.

Grafik eğitimi aldığını biliyoruz. Albüm kartonetini hazırlaman dışında bu alanda başka bir şeyler yapıyor musun?
Albüm kartonetini ben hazırlamadım, tasarım Seha Can'a ait. Okuldan tanıdığım ve sonradan benim gibi müziğin peşinden gitmiş olan bir arkadaşımla beraber çalıştık. Aslında ben grafik tasarım değil de daha çok illüstrasyon işleri yapıyorum. Okuldayken daha çok o konuya eğildim diyebilirim. Belki daha sonra yaptığım çalışmaları bir şekilde değerlendirebilirim.

Albümünün adı neden Hayvanlar oldu?
Pek çok nedenden dolayı bu ismi seçtim. En basitinden, hayvanlar kelimesi bende müthiş renkleri tonları ve uyumu çağrıştırıyor. Beynimin bir kısmı sırf onlardan edindiğim bilgilerle çalışıyor. Hayvanlar bana sanat eseri gibi geliyor. Sanki Yaradan, "Bakın onlara ve onlardan bilgi edinin, hayatınızın devamı için onlardan ilham alın" demiş gibi. Hayvanları hangi açıdan izlerseniz izleyin çok inanılmaz bulgular elde edebilirsiniz.

Gerçekten ilginç... Bu arada görünüşünle sesin pek örtüşmüyor. Bu minyon bünyeden bu derece tok bir ses nasıl çıkıyor diye düşünüyor insan ister istemez. Ses tonunu konusunda etkilendiğin birilerinden esinlemiş olabilir misin?
İnsanin sesi vücut yapısına göre gelişmiyor tabii ama ben küçükken caz sanatçıları dinlerdim mesela Ella Fitzgerald, Nina Simone ya da Billie Holiday... Pes tonlarda şarkı söylemek o zamanlardan beri çok hoşuma giden bir şey. Aynı dönemde söylediğim gibi, bizim evde sopranolar dinleniliyordu. Onlara karşıydım yalnız. Bağırmanın da bir adabı olmalı diye düşünüyordum. Sırf sesin o tiz sesleri basabiliyor, yükseklere çıkabiliyor diye o kadar bağırılır mı hiç?

Bu arada erkek dinleyicilerin de güzelliğinden oldukça etkilenmişler. Sence başarılı bir ses güzel bir fizikle desteklendiğinde daha mı iyi oluyor?
Serge Gainsbourg'un bir lafını okumuştum bir yerlerde, "Çirkinlik bir şekilde güzellikten üstündür, çünkü en azından çirkinlik daimidir" diyordu... :)) Fiziksel güzelliğin yücelttiği bir dönemden çıkıyoruz gibi geliyor bana. Güzellik bir bütündür bana göre. Hem Serge Gainsbourg'u dinlerken kim onun gerçekten çirkin olduğunu düşünebilir?

Nasıl bir kişiliğin var, her şeyi kendine saklayıp içindekileri şarkılarına vuran biri misindir mesela?

Dışa dönük olduğum zamanlarda neşeli ve sakacı biriyimdir. Bir şeyler üzerinde çalışıyorsam içime kapanırım. İçime doğru konuşmaya başladığımda arkadaşlarım benden tıpkı bir yengeç gibi yan yan kaçmaya başlıyorlar.

Biraz çılgınmışsın duyduğuma göre. Pek sağın solun belli olmuyormuş.
:) Eskiden çılgın bir şeydim, hep enerjimi akıttığım şeyler vardı ama onlardan arta kalan enerji bana hala fazla geliyordu. Bunu ilk defa geçtiğimiz senelerde albüme çok fazla konsantre olarak dengeleyebildim.

Masstival'de alternatif sahnedeydin. Oldukça heyecanlıydın... Tepkiler nasıldı?
Çok güzeldi. Konserden on dakika önce ortada hiç izleyici yoktu, "Eyvah, grubun filan da morali bozulacak şimdi" dedim. Fakat sahneye çıktığımda beklemediğimden fazlasını gördüm karşımda. Herkes şarkıları dikkat kesilerek dinledi ve bitince de içtenlikle alkışladılar.

RollingStone / Nilüfer Karaciğan Şaşmaz

Birileri farkında!

Milliyet yazarı Asu Maro dünkü yazısının son bölümünde Yasemin Mori'ye yer vermiş :)

Yazının tamamı : Milliyet Cafe

***
Yasemin Mori'yle ilgili bölüm :

Birileri farkında!


Myspace’te yayınladığı şarkıları kulaktan kulağa yayılan Yasemin Mori’nin epeydir beklenen albümü “Hayvanlar” nihayet çıktı. Çok özgün bir ses, söyleyecek sözü olan bir genç kadın.
Ne mutlu ki kadın ‘ozan’larımız hızla artıyor, bütün şarkılarının sözleri ve müziği kendisine ait Yasemin Mori’nin. Düzenlemelerde Ozan Çolakoğlu ve Emre Irmak imzaları var.
İlk klip şarkısı “Aslında Bir Konu Var”ın “Birileri bize çok acı getirdiler / Birileri farkında, birileri fark etmedi! Birileri sağ, birileri sol, birileri fark etmedi!” gibi sözleri var. Ankara’dan 22 yaşında naif bir genç kız olarak geldiği İstanbul’da “Her şeyi fark edip çığlık attığı parça” kendi sözleriyle.
Ve bu farkındalık belli ki günden güne artmış, ortaya dokuz parçalık bir koca çığlık çıkmış. Bu çığlığa kulak verin, pişman olmazsınız!

16 Temmuz 2008

Asu Maro / Amaro@milliyet.com.tr

16 Temmuz 2008 Çarşamba

Sanal Alemden Çıkan Gerçek Bir Şarkıcı

22 Mayıs'da NTV'de yayınlanan Yekta Kopan'ın sunduğu Gece Gündüz isimli programda Yasemin Mori'nin bir röportajı da yeralıyor.

Programın videosu:


ya da NTVMSNBC - Haber Video


Röportajın tam metni ise şöyle:
(Bak burası alıntı değil oturdum kendim yazdım işim gücüm yok herhalde)

Bugünlerde müzik piyasasında bir küçük kadın yavaş yavaş zirveye tırmanıyor.Kendisi küçük gibi görünse de sesi çok büyük. Farklı bir karakter Madonna'ya özenmiyor, klibinde dans etmiyor bu işi para için yapmadığını özellikle söylüyor şarkısını ilk olarak Myspace'e koydu büyük ilgi gördü. Şimdi sizi Yasemin Mori'yle tanıştırmak istiyoruz.


Yasemin Mori'nin ilk albümünün altında Ozan Çolakoğlu ve Emre Irmak'ın da imzaları var önce internette izlenen ardından müzik kanallarına dönmeye başlanan klibiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Aslında bir konu var isimli şarkıya Fatih Kızılgök'ün yönetmenliğinde çekilen klip Yasemin Mori'yi 8 kişiyle beraber adeta bir performans sanatı icra ederken yakalıyor.

Klibin o sahnesi süper.Tanımadığım sekiz insanla bir araya geldim ve bir şey oluşturdum.Birkaç basit insan bir araya geliyorlar ve bir şey oluşturuyorlar ve bu çok güzel bir şey. Bende zaten bunu yapmaya çalışıyordum birileriyle bir araya geliyorum ve güzel birşey.

Yasemin Mori Ankara'lı Bilkent Fakültesi Grafik Tasarım Bölümünden mezun ama esas işinin müzik olmasında kararlı okulu bitirip İstanbul'a gelince şarkıları da çok değişmiş

Ankara dayken daha steril bir ortamda ve daha sakin bir yer Ankara. Kaos içinde yaşadığınızın farkına varmıyorsunuz orada her şey düzen içerisinde özellikle benim yaşadığım dönemde daha da öyleydi o yüzden böyle daha naif daha içime dönük daha mikro dünyalarla daha çok ilgilenen daha çok yukarlardan bakmayan ama kendimin en dibine kadar iğne batırmak istediğim şeyler yapıyordum.Buraya geldim burada başka birşey oldu tabi bir anda bi kaos başka bir gerçeklik insanlar bir yerden başka yere gidiyorlar.Biraz küçük kasaba halinden büyük şehir gibi bir hale girdim.

Ama artık şarkılarında kaosu yenen bir genç kadının kendine özgü güveni var

Şuan daha mutlu ve biraz daha anlamış Yasemin de var tabi birazda o kaosun içinde yer bulmaya çalışan biri de var...

Yasemin Mori'ye dikkat edin yakında herkes onun adını konuşuyor olucak.

Haber : Suat Kavukluoğlu

Programdan haberder olmamı sağlayan 'erik' e teşekkürler.

15 Temmuz 2008 Salı

Bu Albümleri "es" Geçmeyin

Pafil Dergi'den Suat Kavukluoğlu yeni ve farklı albümler arayanlara tavsiye niteliğindeki yazısında Yasemin Mori'ye de değinmiş.

***

Hararetli bir pop savaşı diskolarda, barlarda, televizyonlarda süredursun; siz bu gümbürtü arasında bu albümleri "es" geçmeyin...


Yazla beraber, her yıl geleneksel olduğu üzere git gide ateşlenen müzik piyasasında, aynı nakaratlardan, aynı sözlerden sıkılanlardansanız, gelin biraz "nefes aldıran" bu albümlere bir göz atın. Hararetli bir pop savaşı diskolarda, barlarda, televizyonlarda süredursun; siz bu gümbürtü arasında bu albümleri "es" geçmeyin...


Yasemin Mori - Hayvanlar:

Beklenen albüm nihayet raflarda.... Mayıs ayı biterken “Aslında Bir Konu Var” adlı klibiyle ilk izlediğimden beri “Son Günlerde Müzikte Başımıza Gelen En Güzel Şey” diye hissettiğim Mori, ilk albümü “Hayvanlar”la nihayet müzik marketlerde. Prodüktörlüğünü, daha çok pop arenada yaptığı düzenlemelerle tanınan Emre Irmak ile Yasemin Mori’nin birlikte üstlendiği, yapımcılığını Emre Irmak ile Ozan Çolakoğlu’nun gerçekleştirdiği, proje danışmanlığını ise
Ceyhan Çandır’ın yaptığı “Hayvanlar” albümü, bütün şarkıların söz ve müziklerinin yanı sıra görsellerinden grafik tasarımına kadar herşeyin Yasemin Mori tarafından yapıldığı “tek kişilik bir müzik fabrikası” gibi adeta. Yasemin Mori’nin zaman zaman sertleşen ve genel olarak agresif seyreden vokali, güçlü ve sert bir sound’la birleşince ortaya hem sözel hem de müzikal anlamda “sözünü sakınmadan söyleyen, derdini sansürsüz anlatan” bir albüm çıkmış. Enerjisi oldukça yüksek olan albümde Mori, özellikle şarkı sözü yazarlığıyla “Türkçe müzikte” haklı bir fark yaratacak.

14 Temmuz 2008 Pazartesi

Yasemin Mori İle Tanışma Zamanı Geldi

MAG Dergi tarafından albüm çıkmadan önce yapılmış bir röpörtaj.

Aslında birçok konu var.

Müzik sektörü kendini “yineleyerek” bitirmeye devam ederken, bizleri heyecanlandıracak yeni bir isim bulmak da giderek zorlaşıyor. Önüne gelenin disko topları eşliğinde dans ettiği kliplerden ve tek tip şarkılardan bıkıp usananlar için; tüm kalıpların dışında, kendinden başka benzeri olmayan yepyeni bir ismi müjdelemek istiyorum. Bayanlar baylar; Yasemin Mori... Yaratıcılığın ve özgünlüğün sınırlarını zorlayan Yasemin Mori’nin şarkılarını bir dinleyen bir daha vazgeçemiyor. Şarkıları ile tanışanlar, bu özel sesin sahibini de tanımak istiyorlar. Modern zamanın tüm hassasiyetini müziğine yansıtan Yasemin’in şarkıları da, tıpkı zamane gençliği gibi depresif ve agresif.

Yasemin Mori ismini henüz duymamış, insanın içine içine işleyen şarkılarını dinlememiş olabilirsiniz. Ancak her geçen gün büyüyen dinleyici kitlesi ile dikkatleri üzerine çeken ve müzik eleştirmenleri tarafından “geleceğin yıldızı” olarak lanse edilen Yasemin Mori’yi albümü çıktığında cümle alem diline dolamadan, siz MAG Okurlarıyla tanıştırmak istedik.


Çocukluğunda müzikle ilişkin nasıldı? Kimleri dinleyerek büyüdün?
Çok farklı türlerden pek çok şey dinleyerek büyüdüm aslında... Babam klasik müzik düşkünüydü, ben de gider Carmina Bruna’yı falan ezberlerdim. Ablam ise rock ve caz ile ilgileniyordu,16 yaşıma gelene kadar onun müzik arşivini yalayıp yutmuştum. Yalnız bir çocuktum ve çok fazla boş vaktim vardı, müzikten yapılmış bir dünyam vardı; Jethro Tull, Beatles, Pink Floyd gibilerini dinleyince bana bir şeyler oluyordu…

İstanbul’da albüm çalışmalarına başlamadan önce Ankara’da yaşıyordun. Nasıl geçiyordu Ankara’da zaman?
Ankara insanın kendisini ve ilgi alanlarını keşfedebilmesi için harika bir yer. Orada yavaş ilerliyor her şey ve bu herhangi bir konu üzerinde yoğunlaşmanıza imkan tanıyor.
Ben lise dönemini müziği keşfederek, müzik yapan insanlarla bir araya gelip, bir şeyler ortaya koymaya çalışarak geçirdim. Üniversitede grafik tasarım eğitimi için Ankara’da kalmaya devam ettim. O dönemde de daha çok görsel sanatlara eğildim ve tüm zamanımı okulla ilgili projelerle ilgilenerek geçirdim.

Albüm yapmaya nasıl karar verdin?
Albüm yapmaya karar vermek çok uzun zamanımı aldı aslında. Üniversitenin son senesinde, bitirme projem için bir şarkı kaydetmek istiyordum ve Emre Irmak ile yollarımız kesişti. Kaydı yaptıktan sonra beraber çalışmaya karar verdik. Ama benim albüm yapmak gibi bir niyetim yoktu. İtalya’ya okumaya gitmeye ve eğitim hayatımı elimden geldiği kadar uzatmaya niyetliydim ama bir yandan da Emre ile sürekli çalışıp, bir şeyler üretiyorduk. Gitme zamanı geldiğinde, hiç de gitmek istemediğimi, burada kalıp, müzik yapmaya devam etmek istediğimi farkettim ve olanlar oldu...

İyi güzel de, albüm nerede?
Şarkılar hazır bildiğin gibi. İlk klip “Aslında Bir Konu Var”a çekildi ve yayınlanıyor. Albümün ismi “Hayvanlar” olacak. Çünkü albümün yapım aşamasında, içimdeki ve dışımdaki hayvanlardan ilham aldım hep. Bugünlerde albüm kapağının tasarımı için sabahlara kadar çalışıyoruz. Bir yandan da, 5 Temmuz’daki “Masstival” konseri için hazırlanıyorum. Albüm bir an evvel çıksın istiyorum ben de. Daha fazla sabredemiyorum.

Myspace sayfanda yayınladığın şarkılarını dinleyerek seni keşfetti insanlar. İnternet yoluyla çıkış yapmak planlanmış bir girişim miydi?


Tabi ki değildi. Zaten internetten cikiş yapmadım. Plak şirketim tarafından klibimin müzik kanallarına yollandığı gün, ben de Myspace sayfama koydum. Aslında herşey aynı zamanda oldu. Fakat elinizde güçlü birşey varsa, onun internette yayılması diğer mecralara oranla çok daha hızlı oluyor.

Şarkıların hızla yayıldı internette. Neden bu kadar çok sevdi insanlar şarkılarını?
Bilmem ki… Şarkılarım birilerinin düşünüp de söyleyemediği sözler içeriyor olabilir, belki bir gerçeğe parmak basıyordur ya da uyandırıcı bir etkisi olmuştur bazı insanlar üzerinde. Ayrıca, “nasıl şarkılarmış acaba” diye merak edip, dinleyenler de olmuştur.

İlgi görmek seni mutlu ediyor mu?
Elbette. Çok güzel bir duygu bu. Bir şarkı üretiyorsun ve insanlar merak ediyor, dinliyor, başkalarına öneriyor. Bu çok mutlu ediyor beni.

Müziğinin anlaşıldığını düşünüyor musun?
İnternetten yayınladığım üç şarkı ile anlayabileceğim birşey değil bu. Ama Myspace sayfama gelen tepkiler insanın içini açıyor doğrusu. Daha sıkı sarılıyorum işime.

İnternet yoluyla meşhur olan birçok isim var. Parlayıp sönen sanal şöhretlerden biri olarak kalmak gibi bir kaygın var mı?
Olur mu öyle şey? Ben bu işi şöhret olmak için yapmıyorum. Amacım sadece müzik yapmak. Bu nedenle kaldım Türkiye’de. İnsanlar şarkılarımı internet yoluyla tanımış olabilirler ama albüm çıkınca sanal ortamda kalmayacak yaptığım müzik.

Şarkılarında biraz karamsar ve isyankar bir tavır hissediyorum dinlerken. Nasıl ruh hallerinde yazıldı bu şarkılar? Ne anlatmak istedin şarkılarında?
Karamsar diyemeyiz aslında çünkü ben karamsar biri değilimdir. Bu albümde üzerini toprakla örttüğüm bir dönemin yansıması var diyebilirim sadece... Ama güneş, küçük bir boşluk bulup, sızmayı başarıyor topraktan. Işığın ne kadar önemli, hatta hayati olduğunu anlatabilmek icin yaptım bu bunu. Ben anladım, sonra da anlattım işte… Biraz sezgisel bir yolla yaptım bu şarkıları, hissetiklerime çok fazla kulak verdim. Hissettiğim şeyler düşüncelerimi oluşturdu ve onların içimden geldiği gibi akmalarına izin verdim.

Seni kimlerin dinlemesi hoşuna gidiyor?
Şarkılarımı dinlediklerinde, kendilerini daha güçlü ve özgür hisseden insanların müziğimi takip etmeleri beni çok mutlu ediyor.

“Aslında Bir Konu Var” adlı şarkının klibi çok orijinal ve etkileyici olmuş. Koreografi kimin fikriydi?
Klibi Fatih Kızılgök çekti, fikir de ona ait. İki ay gibi bir süre boyunca çalıştık Fatih'le ve pek çok fikri eledik. Olgun bir meyveye dönüşene kadar herşeyi zorladı Fatih. Ortaya çıkan iş de çok güzel oldu.

Fotoğraflarını görenler, o asi sesin senden çıktığına inanamıyorlar...
Ama o benim. Şarkı söylemek farklı bir ruh hali elbette. İnsanın içinde sakladığı tüm duygular açığa çıkıyor, gerçekten hissederek şarkı söylediğinizde…

Henüz çok genç bir müzisyen olarak, sektördeki zorluklarla mücadele etmek durumunda kaldığın anlar oldu mu?
Tabi ki oldu. O kadar çok çarpıklıkla mücadele ettim ki, anlatarak sohbetin tadını kaçırmak istemiyorum. Ama zorluklarla mücadele ederek birşeyi kazanmak, hem insanın kişisel gelişimi için çok faydalı, hem de çok iyi hissetmenizi sağlıyor. Herkese tavsiye ediyorum.

Popüler olmak ve herkes tarafından tanınmak ister misin? Yoksa alternatif kulvarda yer almak daha mı güzel sence?
İnan hiç fark etmez. Ben yapmaya calıştığım şeyi, hayal ettiğim müziği yapabildiğim sürece benim için sorun yok.

“Geleceğin yıldızı” olarak lanse ediliyorsun kimi eleştirmenlerce. Öyle olacağına inanıyor musun? Böyle bir hayalin var mı?
“Geleceğin yıldızı” nedir bilmiyorum. Ben müzikle olan ilişkime bakıyorum. Ama hakkımda güzel şeyler söyleyen, yazan herkese teşekkür ederim elbette.

Serkan TAVŞANOĞLU / MAG Dergi

12 Temmuz 2008 Cumartesi

Bırak Bu Rock'n Roll'u

bak bunlar da vardı, vardı ve bitiyor
bunlar kalanlar arta, bu da bize niye yetiyor?
gecesi soğuk, yeri çorak,
birarada toplanmış.
gerçeğin olmadığı, hayallerimiz eriyor...

burda değil bir yerde...
ve bilmiyoruz ne nerede,
o da sana ait değil yaşantımız sürüyor

bırak bu rock'n roll'u!
geceleri ve kızları!
al henüz güzel olanları,
bırakıp yalanları!

bırak bu rock n roll'u!
geceleri ve kızları!
hırslandırıp kandırıp,
bırakıp kalanları kalanlarla!

o kalanın hiç hali yok,
gitmeye meyil ediyor...
konumuz hep diğerleri
ne sen ne de ben değiliz.
yok bunlar yok şunlar
ne yapmış sana onlar?

yüzün hep burukmuş,
sararıp solmuş
nereden vurulmuş,
yenilip yutulmuşsun!
ne seni var ediyor?

Mutsuz Punk

kırmızı bir at çizerdim,
kırmızı bir at,
bak bu da kafası.

'nereden geldim nereye giderdim?'
bu da düşünen kafanın bana sorusu.
'sür beni sarp kayalıklara oradan aşağısı başka yerin konusu'
'ah' dedi senin durumun fena',
'ah' dedi, ' kalbinde bu neyin acısı?'

dayanamaz kalbimin içinden çıkardım
utanmadan dünyaya tepeden bakardım!
kimse beni bilmez,
bilmez beni bilmez,
bilmez beni kimse, ben hep saklandım

' yanmalısın sönmelisin ruhları incitmeli...
inanırken yalanlara delirmiş olmalısın!
bakmalısın görmelisin acıyan yerler neresi?
varmak için heplere önce hiçi göze almalısın
ah o kızgın bakışın birde üzgün bakışın
yüzlere gülüşün ve anidir düşüşün! '

üzülmeye gelmez, giderdim aramaya ruhumun parçalarını
üzerime bir bir dikerdim
beni nasıl isterdin?
tek parça

yoksun, nedenin yoksa!
kime güler yüzün?
kime ağlarsın?

-bi sandalye çek ve otur,
mumlar var, mumları yak
anlatacaklarım uzun, uzundur yollar
ve her ne yöne gidersen git
beter gibi sonsuz ama
yoksun nedenin yoksa!-

yokum nedenim yok benim!
kime güler yüzüm?
kime ağlarım?
duruyorsan ne duruyorsun?
yarına kalsam ne umuyorsun?

ağlarla kaplı hiç bilemezsin!
her yanım her sözüm her savaşım her yönüm
öyle zor, öyle zor geliyor ki her yeni gün...

Konuşmak

Konuşmak 1 / Yapmak 0

bazen keserdim, biçerdim
yakardım giderdim belli ki sorun bu!
hem de yanardım, dönerdim
gün olurdu sönerdim
sabit kalsam olur mu?

zaten yıprandım, yırtardım
gerekirse bağlardım ama hep geç olurdu!
şimdi duruldum
sana inanır dururdum
bir de seni başıma taç yapardım!

ben seni dinlemedim
sen beni anlamadın
cevapsız soruların
boynumda kolların, al senin olsun!
sen beni yenemedin
çünkü ben senle oynamadım!
kurnaz oyunların, çıkmaz bu yolların
al senin olsun!

çünkü güzeldin üzerdin
etrafta dönerdin, ama gitmen kolaydı
düşününce geçerdim, bir oh çekerdim
nasılsa tek kişilik bir oyun bu
zaten yıprandım, yırtardım
gerekirse bağlardım ama hep geç olurdu
sonra yorardım, sorardım ;
sorun ne?

benimde aklım var dolanan peşinde !
sen beni dinlemedin
ben seni anlamadım
cevapsız soruların
boynumda kolların, al senin olsun!
sen beni yenemedin
çünkü ben senle oynamadım!
kurnaz oyunların, çıkmaz bu yolların
al senin olsun!
dersin " bugün "
hergün aynı
dersin "bugün"
her gün aynı...

Aptal

gene hüzün var içimde
gene yüzün hiç bakmıyor
yine gözünde hiç ışık yok
yine bulutlar hiç gitmiyor.

gene yüzün var içimde, gene yüzün...
kalbimin atışları, gene yüzün, hiç gitmiyor.

insanlar birazcık vefasız.
biraz da unutkan
ve aptal.

Nolur nolur nolur

bir adım atsan bana doğru
görüversen sonra beni
ne hali varsa yalnızlığın
o da bunu görse bari!

bir kere olsun n'olur n'olur
göz göze gelsek senle, sonra
dursa biranda tüm yalanlar
unutsak neymiş dünya hali!

esas söylediğim
bak ben zır deliyim!
ya benimsin ya da ölüsün!
budur tek söylediğim!

nolur nolur nolur!
bu suç belki af bulur!
nolur nolur nolur
kendini bana ver!
gözden çıkardım yari
yalnız ölmesem bari!
nolur nolur nolur!
kendini bana ver!

Arjantin

ba ba ba ba ba
beni vurdular!
ama bir yanım bu işe güldü!
dediler kimse böyle güzel gülmüyor
neyiniz var?
sonra her şey tersine döndü

bir muz kadar ucuz neyiniz var?
sizi aldık daha neyiniz var?
uslu dur uslu dur
daha çok yeriniz var!
ilk insanlar gibi bulutları sıyırdılar
bir kahkaha!
"muz kadar uçuk
arjantin !"

ba ba ba ba ba
beni vurdular!
ama bir yanım, bu işe güldü!
dediler kimse böyle güzel gülmüyor
neyiniz var?
sonra herşey şuna döndü ;

kırmızı benekler gibi çoğaldılar
duruyorsun ruh gibi neyiniz var?
altın ya da gümüş neyiniz var?
yüce ruhlar gibi bulutları sıyırdılar
yağmur dindi, güneş!
vuu!

-üç el silah atıldı
ve üç kız bayıldı !
her yer gemilerle doldu.
yanardağlar sayıldı,
kattılar tozu dumana
alıncaklar alındı! -

Yeniler

ben öldüm !
yeter ki yer açılsın yanında yenilerine.
öldüm,
bak yerimi bıraktım yarına, yenilerine.
öldüm!
mezarımı gördüm!
yer açsın eski ölüler hemen!yeni ölülerine!
yeni, kalksın yeniler !

zamanın trapezinde hayat görmüş
olduğun son yüze bir bak
içimde her yöne dönüyor,
yenilere yakın, yenilere yavaş!

zamanın trapezinde hayat,
görmüş olduğun son yüze bir bak
içimden her gün biraz eriyor,
yenilere yakın, yenilere yavaş


Kuzgun

sularda yüzerken insanlar öldü !
şhh kız kalk! kız bak ! yerlerde kurular var...
dünyaysa dönüyor birileri ama ölüyor,
' bu bıçaklar keskin ' derdin
' bu bıçaklar keskin ve hergün yeni biri doğuyor
yine biri doğuyor... '
sularda yüzerken biz, yerlerde kurular var
silahımı kimlere verdim?
istekler sakin
sırlarımı kimlere verdin?
adalet sendin ve,
gülenler yine gülüyor!
düşenler düşkün
buralarda olay buydu ve senle bu sondu!

kuzgun, içinde neler var?
dünyada üzgün olmaya değer ne var?!
gemilerle kalkardın
güneşlerle hergün batardın
ne yüzün var?
üzgün bir yaz günü dışarı bakardın,
içinden dışarı bakardın
dışarda neler var ?

kuzgun, içinde neler var?
dünyada üzgün olmaya değer ne var?

ben işte dün yine yürüyordum
sen vardın aklımda...
yok yürümek değildi bu
ben resmen uçuyordum havalarda !
yerlerde kurular var
havaysa durgun...
evet evet uçuyordum kuşlarla !
sen şarkılarla dur usul usul
çünkü gece seni boğar!

Ve Mutlu Son




Yasemin Mori'nin merakla beklediğimiz albümü ' Hayvanlar ' piyasada.
Bu sefer ki ikinci ağızdan bilgi değil albüm şu an elimde... :)

Albüm beklediğimiz gibi 10 şarkıdan oluşmuyor 9 şarkı var albümde.

  1. aslında bir konu var
  2. kuzgun
  3. yeniler
  4. arjantin
  5. nolur nolur nolur
  6. aptal
  7. konuşmak
  8. mutsuz punk
  9. bırak bu rock'n roll'u

11 Temmuz 2008 Cuma

"Hayvanlar" Çıktı

Dün tarihli Billboard haberi:


Bir süredir müzik kanallarında klibi sık sık gösterilen Yasemin Mori'nin "Hayvanlar" albümü, Irmak Müzik etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.

Toplam 10 şarkının yer aldığı "Hayvanlar"ın prodüktörlüğünü Emre Irmak ve Yasemin Mori yaptı. Yapımcılığını Emre Irmak'la Ozan Çolakoğlu'nun yaptığı albümün proje danışmanlığını Ceyhan Çandır yapıyor. Albümde yer alan konuk müzisyenler arasında Tarkan Gözübüyük, Cengiz Baysal, Volkan Öktem, Korhan Futacı ve Murat Ejder yer alıyor.


Albümde yer alan tüm şarkıların söz ve müziğini Yasemin Mori yaptı. "Aslında Bir Konu Var" şarkısına çekilen klibin yönetmenliğini ise Fatih Kızılkök yaptı.


Yasemin Mori, albüm sonrası ilk sahne deneyimini Masstival'de yaşadı.


Billboard


Yasemin Mori’nin beklenen albümü yayınlandı

İlk kez Dream TV’de Aslında Bir Konu Var isimli videosu ile birçok müzikseverin dikkatini çeken ve beğenisini toplayan Yasemin Mori “Hayvanlar" isimli ilk albümünü geçtiğimiz günlerde yayınladı. Dream TV’nin Masstival Dream TV sahnesinden yaptığı canlı yayında ilk kez performansına da tanık olduğumuz Yasemin Mori, ilk albümünde birbirinden farklı lezzetlere sahip şarkılara yer veriyor. Masstival sahnesinde çoğunu dinleme fırsatı bulduğumuz şarkılarda Yasemin Mori’nin imzası bulunuyor. Düzenlemeler ve prodüksiyonda ise Emre Irmak ve Ozan Çolakoğlu’nun imzası var.

Dream TV News Team

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Yasemin'in Hayvanlar'ı


Müzik listelerinde tırmanışa geçen Yasemin Mori, "Hayvanlar" adlı albümünü tamamladı.

“Aslında Bir Konu Var” şarkısıyla iyi bir çıkış yapan ve müzik listelerinde tırmanışa geçen Yasemin Mori, "Hayvanlar" adlı albümünü tamamladı. Albümdeki şarkılarında sözlük anlamıyla hayvanlardan bahsettiğini, ama toplumda da hayvanların bulunduğunu söyleyen genç şarkıcı, kendinden emin konuşuyor: "Yaptığıma 'anlayana farklı noktalardan bir konuyu anlatmak' diyebiliriz. Belki de bu sürreal bir bakış açısıdır. Anlaşılamama gibi bir kaygı ise taşımıyorum."

Yasemin’in Hayvanlar’ı

"Aslında Bir Konu Var" şarkısıyla müzik kanallarında kendini birdenbire top 10 listelerinde bulan Yasemin Mori, albümü "Hayvanlar" ı yakında çıkaracak.


Daha önce
Ankara’da yaşıyordunuz. Müzik yapmak için mi İstanbul’a geldiniz?

Ankara’da yaşıyordum, İstanbul’a taşındım ve bir anda farklı gerçeklikler yaşamaya başladım. Ankara daha steril bir ortam, okul ve ev derken daha küçük bir ortamda yaşıyorsun. İstanbul’a gelince burada var olmanın ne demek olduğunu daha iyi anladım. İstanbul’a gelirken aklımda müzik yapma fikri vardı ama "Bakalım burada neler oluyor?" diye geldim.

Müziğe de mi İstanbul’da başladınız?

Ortaokulda birkaç akorla şarkılar yapıyordum, gidiyordum gruptaki arkadaşlarıma okuyordum onlar da seviyorlardı. Sonra bu beni kesmemeye başladı. Müzik gruplarında şarkı söylemeye başladım. Şarkılarım vardı ve sürekli üretiyordum ama buraya geldikten sonra şarkılarımı yapma sürem, etkilendiğim şeyler farklılaşmaya başladı. Daha dışavurumcuydum, şarkıların içerisine oyun oynuyordum, akılcı işler yapıyordum ama kendimi bu kadar dışarı yönelteceğim bir sürece girmemiştim. Önceleri daha çok kendi içimde geziniyordum. Daha çok bağıran biri oldum. Kalabalık içinde bağırmak istedim çünkü sesim duyulmayacak diye korkuyorsunuz buradayken. Sadece müzik konusunda değil, uslu uslu dururken daha çok dışarı döndüm.
İlham perileriniz neler?

Şarkı yaparken bana ilham gelsin diye beklemiyorsun. Yanlış gelen, konuşmak istediğim herhangi bir konu hakkında oturup yazabiliyorum, sonra da notalara döküyorum. "Aslında Bir Konu Var" şarkısı böyle çıktı mesela. Albümdeki tüm söz ve müzikler bana ait.

Aslında grafik tasarım mezunusunuz. Albüm kapağında da sizin imzanız var...

Bilkent Görsel Sanatlar’da grafik ve tasarım okudum. Ben resim yapmayı seviyordum. Ama kendimi bir grafik tasarımcısı ya da yeni bir üslup ortaya koyabilecek bir sanatçı noktasında görmedim. Kafam hep müziğe çalışıyordu. Albümün artwork’lerini de okuldan bir arkadaşımla birlikte yaptık ama harika oldu. Çalışmada yaptığımız dokularla hayvanlar yarattık ama onlara nasıl bakarsanız öyle görüyorsunuz. İlginç bir çalışma oldu.

"Hayvanlar" denince aklımıza birçok şey geliyor. Sizin esas aldığınız konu hangi hayvanlar?

Albümde sözlük anlamındaki hayvanlardan bahsediyorum ama o hayvanların toplumda da olduğuna inanıyorum. Albümdeki şarkılardan Kuzgun’da dünyaya yukarıdan uçarak bakmak ve olanları görüp "Dünyada üzgün olmaya değer ne var" diyorum. Arjantin’de sömürü ve sömürge düzenine selam çakıyoruz. "Mutsuz Punk"ta fabl gibi bir diyalog geçiyor. Fabl seviyorum aslında, La Fontaine masalları gibi.

Metaforları bol bir albüm sizinkisi...

Yaptığıma direkt değil de "Anlayana farklı noktalardan bir konuyu anlatmak" diyebiliriz. Belki de sürreal bir bakış açısıdır.

Anlaşılmama gibi bir kaygınız var mıydı?

Hiç kaygım olmadı. Yapımcılarım Emre Irmak ve Ozan Çolakoğlu zaten canla başla çalıştılar. Prodüktörlüğünü Emre ile birlikte üstlendik. Ben inanıyorum ki Türkiye’de çok fazla düşünen insan var ve bu albümü de dinleyecek bir o kadar insan çıkacaktır. Kaygılarınız olmadan müzik yapınca mutlaka iyi bir şeyler çıkıyor. Başkalarının ne yaptığını bırakıp kendinize bakmanız gerekiyor.
Prodüktörler ticari olmak isterlerken "Evet biz sanat yapmalıyız" diyerek fikirlerini değiştirdiler. Herkes içinde bastırdığı her şeyi ortaya çıkardı ve "Hayvanlar" ortaya çıktı.

Klip Toz’un yönetmeninden

Kısa film yarışmalarını takip eden okurlar bilirler, Fatih Kızılgök’ün "Toz" isimli kısa filmi oldukça ses getirmiş bir iştir. Yasemin Mori de yıllar önce bu filmi izleyip, "Aslında Bir Konu Var" şarkısında Kızılgök’le çalışmak istiyor. Şarkıyı kendisine yolladığında ise kabul görüp hemen klip fikirleri ortaya çıkıyor. Birçok kanalda dönen klibin en önemli özelliği ise yalın ve sade bir anlatımının olması.

Sinem Vural / Hürriyet

8 Temmuz 2008 Salı

MTV News Röpörtajı

Yasemin Mori MTV'nin MTV News isimli programındaydı.

Program Videosu:


ya da MTV.com.tr ' den İzleyebilirsiniz.


Bu Kızda Çok İş Var!

Haşmet Babaoğlu bugünkü yazısının küçük bir bölümünde Yasemin Mori'den bahsetmiş :

***

“Aslında bir konu var!”

İlk, MTV’de karşıma çıkan “Aslında Bir Konu Var” adlı şarkısının klibiyle tanıdım Yasemin Mori’yi.

Gerçekten farklı ve yetenekli bir genç şarkıcı.

Onun için birçok şey söyleyebilirsiniz ama esası şu sanırım: Bu kızda çok iş var!

Ona yeni Nil Karaibrahimgil gözüyle de bakılıyormuş ama benim uzaktan gördüğüm kadarıyla bu benzetme pek doğru olmayabilir. Kendine özgü bir yolda gidecek gibi...

Cumartesi Masstival’de sahnedeydi.

Gerçi erken çıktı, güneşin altında yanıp kavrulan bir avuç seyirciye söyledi şarkılarını ama sahne ışığı ve duruşuyla bile farkını belli etti.

Pop ve rock dünyamızın önde gelen isimleri Mori’nin elinden tutup yardımcı olmalı bence

Haşmet Babaoğlu Vatan

Masstival Performansı

Dün Masstival'de Dream Tv sahnesinde ilk konserini veren Yasemin Mori dinleyenlere güzel anlar yaşattı.

Festival alanında olamayanlar ise Dream Tv den canlı yayında bu keyfi yaşadı.



Yasemin Mori Masstival Resimleri:




























Son resim Onur Büber'den Alıntıdır.
yasemin mori. by ~apartmandairesi

Yasemin Mori Frekans Programına Konuktu

CnnTürk'te yayınlanan frekans isimli müzik programının bu haftaki konuğu Yasemin Mori'ydi
Programın videosunu buradan dan izleyebilirsiniz.



Üşenmedim oturdum programın tam metnini yazdım buyrun :

Uzun zamandır video klibin ekranlarda.Yasemin Mori adı sık sık duyulmaya başlandı, merakla albüm bekleniyor çok kısa sürede albüm çıkacak. Video klibin , hem video klip olarak ama daha çok müzik olarak hemen dikkat çeken bir farklılık gördüm ben günümüzde çok hızlı çıkan diğer albümlerden şarkılardan ve gruplardan dolyısıyla hemen albümünüde merak ettim diğer şarkılarınıda dinledim gayet orjinal güzel şimdi hem albümünü hem seni hem müziğini yakından tanımak istiyoruz biz frekans izleyicileri olarak.

Yasemin Mori kimdir,nedir, nerden çıktın, nereden buraya geldin.?


Yasemin Mori Ankaralı bir kızdır. :) Ankarada Bilkent Grafik Tasarım bölümünde okudum ve Aslında liseden beri müzikle uğraştığım için hep aklımda bir yandan müzik, müziği devam ettirmek vardı okula girdiğim zamanda da hep projeleri müzik üzerinden de götürmeye çalışıyordum sonra Emre Irmakla karşılaştım, tanıştım Ankara'da proje için böyle tek çalışacak birinilerini ararken ben Emre Irmak karşıma çıktı. Bir şey kaydetmem gerekiyordu.Ve yardım etmek istediğini söyledi bana ve bende tamam dedim İstanbul'a geldik kayıtlar yaptık sonra okula gittim ben projeyi sundum çok olumlu tepkiler geldi.

Profesyonelce niyetin yok muydu o zaman?

Hiç yoktu aslında kafam çok belirsizdi. Hala okumak istiyordum uzun süreler okumak istiyordum. ama bir anda Emre Irmak karşıma çıkınca çok enerjik bir adam ve bir şeyler yapmak için çıldırıyor Bence bunun iyi bir fırsat olabilir dedim ve onunla bu albümü yapmaya başladık.

Şarkıların hazır mıydı? beste yapıyor muydun?

Yapıyordum yaptıkça Emreye gönderiyordum o bana tekrar yolluyordu ben Ankara'dan İstanbul biraz o şekilde devam etti sonra ben İstanbul'a taşındım İstanbul'a taşındığımda da başka türlü şarkılar yapmaya başladım ve Emre'yle de başka türlü çalışmaya başladım


Ne fark etti Ankara'dan İstanbul'a gelince başka türlü şarkılar yazmayı gerektiren?

Tabi şimdi Ankara'da başka bir durumda yaşıyordum ev okul her şey çok yerli yerinde her şey çok düzenli.O zırhın içinde o kadar iyi hissediyorsunuz ki kendinizi.Her şeyle yoğunlaşabildiğin zamanın var her şey yerli yerinde dünyayla ilgili hiç bir sıkıntı yok. Buraya geldim burda başka bir gerçeklikle karşılaştım Beyoğluna çıktığımda o enerji ve her şey. Bir şey oldu sen neresindesin bunun...

Daha heycanlı?


Tabiki daha heycanlıyım.

Yaratıcılığını daha mı çok tetikledi bu?

Kesinlikle daha çok tetikledi.Bir anda kendi kendine her şey daha fazla oluyor sanki burda.

Bestelerini nasıl tasarlıyorsun? Enstürümanla mı?

Değişiyor bazen enstürümanla bazen bir anda şarkıyı söylemeye başlıyorum.Herhalde doluyorsun ve artık bırakıyorsun birşey çıkıyor ortaya bazen düşünüyorum ve tamamen bir konsept bulup onun üzerine gidiyorum her çeşit şekilde çalışıyorum

İçerikte zaten albümün şarkılarında farklı özellik diğerlerinden anlatılanlar anlatım tarzın bir hikaye anlatıyorsun bir öykü anlatıyorsun.Düzenlemelerde bilmiyorum senin ne kadar katkın var ama sound da farklı yani bir rock müzik albümü diyemeyiz bir pop müzik albümüde diyemeyiz tamamiyle alternatif sound olarak karşımıza çıkıyor. Peki sen bunların hepsini planladın mı? birazcıkta fazla uğraştığını biliyorum hala albümü kartonetiyle vs. bu işlerle neden uğraştın peki?

Aslında çok uğraştım ama ben bunun içine girmeden önce bunun bu kadar büyük bir deniz, okyanus olacağını düşünmeden içine girdim ve o yüzden de bunları keşfedip bunları yaşamak çok uzun bir zaman aldı.Biraz benim aslında toyluğumdan dolayı uzun sürdü aslında.Uzun sürmüş gibi gelmiyor bizim için böyle olması gerekiyordu.Çok uğraştım her şeyiyle Ozan'ın ve Emre'nin katkısı yettiği kadar ve bende kendimden birşeyler koymak için çok uğraştım ve sonunda toparladık bütün işi benim gözümde.

Ne öğrendin bu arada bütün bu çalışma esnasında? Müzikle ilgili kayıt aşamasıyla ilgili değil de hayatla ilgili ve kendinle ilgili ne öğrendin?

Daha şöyle bir tipim birşeyler olacak sanıyordum hayatta hep ama öyle bir şey olmadığını anladım hayatın.Hayat her zaman birşey olması üzerine kurulu zannediyordum ama akıp giden bir şey olduğunu ve onunla ne kadar iyi yaşarsak o kadar.Yani hiç birşeyle alakası olmadığını anladım hayatın ve onu yavaş yavaş güzel güzel takılarak yaşamak daha güzel.

Hayvanlar galiba albümün adı? Niye hayvanlar bir kuzgun şarkısı var ama başka hayvanlı şarkı yok herhalde? :)

Hayvan başka yok :)

Kim bu hayvanlar?

Bu hayvanlar biraz benim aslında biraz sensin biraz o onlar. Ben bunları hayvansı bir güdüyle yaptığımı düşündüm sonunda ve beni buna bağlayan şey aslında hayvanlardan gelen şey gibi geldi niye yaptığımı çok bilmeden bunu yapmam lazım , bunu söylemem lazım diye yaptım o yüzden kendimide biraz içgüdülere biraz fazla eğilip diğer şeyleri boşvermişlik gibi bir halim vardı onuda biraz söylüyor genel olarak hayvanların güzel olmasıda ekilemiştir eminim :)

Biraz şarkılardan bahsetsene 11 tane şarkı var.Biraz albümü hiç dinemeyenlere albümü anlatır mısın?


Albüm kısa kısa hikayelerden oluşuyor diyebilirim benim biraz tanıklık etme hissim, tanıklık etme çabasıyla doğan bir albüm olduğu için sürekli birşeyler dikkatimi çekiyor ve onlarla ilgili birşeyler söylemek istiyor gibi bir albüm.

Şimdi bundan sonra ne olacak albüm çıkmak üzere, eli kulağında seni tanımaya başlayacak insanlar konserler başlıyacak bu hayvansal içgüdüyle saldırdım bunların hepsini yaptım diyordun ama hayatından düşündüğün kadar fazla anlamlandırmamak gerektiğini fark ettin peki bundan sonra ne olacak yani bundan 3-4 sene önce albüm yapıyım dediğin anla şu andaki durum farklı şu an biraz daha başka düşünüyorsun şimdi bundan sonrası senin için nasıl geçecek ?

Bundan sonra çok daha zevkli geçecek gibi geliyor bana çünkü bir şey yaptım ve bundan iyi tepkiler aldım ve bunun doğru bir yol olduğunu buldum içgüdülerle yaptım belki ama sonuçta evet oluyor ve bunu daha çok yapmak istiyorum.

Bu tarz müziklerin diğer şarkıcılara bakarsak bu tarz şarkıların işleri daha zor kitleleri onlar kadar geniş değil zaten matematiksel olarak mümkün değil o kadar geniş olsa için içinde bir tuhaflık olur.Bu yeni girdiğin müzik piyasasında birde rekabet içindesin öyle ya da böyle sen kimseyi senin yanına koymasan bile kağıt üzerinde herkes rekabetçi ortam içinde bunlarla ile ilgili karşılaşacağın şeyleri düşündün mü hiç müzik piyasası içinde.?

Bir saniye olsun düşünmedim açıkcası. Ben işimi işi yaptığım sürece burada var olurum. Öyle bir şeyin içinde hissetmiyorum kendimi


O zaman sana bol şans diliyoruz bir an önce albümün çıksın konserlere başla sonra her şey senin için daha iyi olsun.