14 Aralık 2014 Pazar

|İPTAL| 17 Aralik @ SPR Pub Eskişehir

Pakistanda yaşanan okul saldırısı ve ilan edilen milli yas dolayısıyla sonra açıklanacak bir tarihe ertelenmiştir!

Yasemin Mori 17 Aralık'ta Eskişehir'de
  

17 Aralık Çarşamba // 22.00 
Biletler: gişede ve biletix'de (30 tl)

@
 SPR Pub 
 Haller Gençlik Merkezi No:2/C (Üniversite Caddesi) Eskişehir

6 Aralık 2014 Cumartesi

Sezen Aksu & KFKO

Sezen Aksu ve Korhan Futacı &
 Kara Orkestra'nın 29 Kasım'da Zorlu Center PSM'de verdikleri konserden 
fotoğraflar:

Kulisten:  
Sezen Aksu ve Yasemin Mori
 

20 Kasım 2014 Perşembe

22 Kasım @ Nublu


 Yasemin Mori 22 Kasım'da Nublu İstanbul sahnesinde.
biletler kapıda // 30tl

22 Kasım Cumartesi 
 22.00

@
taksim / siraselviler no: 55

İstanbul Ekspres @ Gent

Yasemin Mori ve Korhan Futacı & Kara Orkestra Gent Kültür Merkezleri De Centrale ve Handelsbeurs tarafɪndan düzenlenen İstanbul Ekspres Festivali'nde sahne aldı. 
 


Fotoğraflar:  Steven Hendrix , Carlo Verfaille


 Festivale katılan diğer sanatçı/gruplar ise şöyle: 

Sultans Ensemble, Yolda, Cem Adrian, Bulutsuzluk Özlemi, Ṣirin Pancaroğlu, Dilek Türkan, Istanbul Acoustic Fuison, Serkan Ҫağrɪ & Rumeli Band, Kolektif Istanbul, Gökçe, Itri & Bach ve Sertab Erener

9 Kasım 2014 Pazar

Işığa Geldi Çocuklar finalde

Seha Can’ın çizip canlandırdığı “Işığa Geldi Çocuklar” müzik videosu 9. İstanbul Animasyon Festivali’nde finale kaldı!


Yasemin Mori bunu kutlamak için tumblr hesabında küçük bir oyun duyurdu.

 Işığa Geldi Çocuklar klibinin 7 yerine yerleştirilen YM harflerini bulan ilk 10 ve sonradan kura ile belirlenecek 10 kişiye poster/sticker/kartpostal paketlerinden yollanacak.


Cevapları ekran görüntüsü alarak ya da tarif ederek


Sonuçlar 10 Kasım akşamı açıklanacak.

Günelleme: 12.11.2014
:) Oyunu kazanan gözüpek arkadaşlar belli oldu. 

Doğru cevapları gönderen ilk on kişi:

 Kura için hazırlık :)

vee
Seha Can ile Yasemin Mori'nin diğer kazananları belirlemek için çektiği kura:
Yasemin Mori (@yaseminmori) tarafından paylaşılan bir video on

5 Kasım 2014 Çarşamba

Yasemin Mori & KFKO Avrupa'da

Yasemin Mori - Korhan Futacı &  Kara Orkestra Avrupa'da! 

13 Kasım 
Gent - Belçika

14 Kasım 
Amsterdam - Hollanda

15 Kasım 
Köln - Almanya 
biletler gişede

16 Kasım 
Essen - Almanya

20 Ekim 2014 Pazartesi

29 Ekim @ Karaköy Külah

29 Ekim CumMoriyet bayramı MoriLand dolaylarında coşkuyla kutlanacak. :)

Afiş tasarım: Seha Can


Yasemin Mori bu evrende bir yıldız ışıltısı ya da ormanda yol bulmak için atılan ekmek kırıntısı. 

Can Çankaya tuşlu çalgılarla,
Barlas Tan Özemek gitarıyla,
Gökhan Şahinkaya bas gitarıyla,
Berke Can Özcan davul ve perküsyonuyla eşlik edicek.
 
Biletler 25tl.  kapıda ve olmadikacariz.net'de 
   
Karaköy Külah
Murakip Sokagi 12, Istanbul

22 Eylül 2014 Pazartesi

25 Eylül @ KadıköySahne


Yasemin Mori
26 Eylül Cuma
Saat: 22:30
Öncesinde Dj set: Murat Meriç

Biletler: 34 TL biletix
@
KadıköySahne
Osmanağa Mah. Kırtasiyeci Sok. No: 25 KADIKÖY

24 Temmuz 2014 Perşembe

Zeytinli Rock Festivali 2014

Zeytinli Rock Festivali 4 yıl aradan sonra yeniden gerçekleşicek

Türkiye'nin önde gelen grup ve sanatçılarının katılacağı festivalde Yasemin Mori de sahne alacak.

Festival programı: 

28 Ağustos 2014 Perşembe
Hoş geldiniz Partisi ve Metropolis konseri

29 Ağustos 2014 Cuma
00:00 mor ve ötesi
22:15 Moğollar
21:00 Nev
19:45 Cem Adrian
18:45 Yasemin Mori
17:45 Korhan Futacı ve Kara Orkestra
17:00 Başıbozuk

30 Ağustos 2014 Cumartesi
00:30 Duman
22:45 Pilli Bebek
21:30 Büyük Ev Ablukada
20:15 Umut Kuzey
19:00 BaBa ZuLa
18:00 Marsis
17:15 Yüzyüzeyken Konuşuruz

31 Ağustos 2014 Cumartesi
00:30 Pentagram
22:30 Hayko Cepkin
21:15 Kurban
20:00 Ogün Sanlısoy
18:45 4x4
18:00 Murat İlkan
17:00 Pera

Biletler: Günlük: 30TL Kombine: 50TL Kombine+Kamp: 60TL



1 Temmuz 2014 Salı

Moda Sahnesi Performansı

bir baba indie'den Mehmet Sinan Güvenç, Yasemin Mori'nin Moda Sahnesi konserini yazmış ve bir de video paylaşmış...

Yasemin Mori'ye; Gökhan Şahinkaya, Görkem Karabudak, Can Çankaya Barlas Tan Özemek ve Ediz Hafızoğlu'nun eşlik ettiği bu enerjik performansı aşağıda izleyebilirsiniz:

Adını Sen Koy (Venüs'te Uyandım) Canlı Performans @ Moda Sahnesi

8 Haziran 2014 Pazar

20 Haziran @ Moda Sahnesi

Yasemin Mori Moda Sahnesi Yaz Dönümü Konserleri kapsamında sahne alacak.
20 Haziran
CUMA
21.30 
Biletler: 25 TL
 (gişede ve modasahnesi.com'da)

Caferağa Mah. General Asım Gündüz Cad.
(Bahariye Cad.)Halil Etham Sk.
No: 34/27 Kadıköy

3 Haziran 2014 Salı

7 Haziran @ kargART canlıkarga

 canlıkarga sezon kapanış konseri
Yasemin Mori
07 Haziran 2014 Cumartesi
22.30

Sezon kapatmayı seviyoruz. Sezonu kapatırken de yaz boyu özlenecek bir kapanışımız olsun istiyoruz hep. Yasemin Mori’yi ilk kez ağırlayacağız sahnede. Sizi bilmeyiz ama biz bayağı heyecanlıyız. Yeni şarkılar da olabilir. Hazır olun…


Biletler: 20 TL (Bilet ücretine herhangi bir promosyon dahil değildir.)
18 yaş sınırı vardır
biletler 130 adet ile sınırlıdır
rezervasyon yapılmamaktadır. 
Biletler konser günü 21:30'dan itibaren kargART girişinde.

Caferaga mah. Kadife sok. No:16
 Kadıkoy, İstanbul

12 Mayıs 2014 Pazartesi

3. Albüm hazırlıkları başladı

Yasemin Mori 3. albüm provalarına başladığını takipçilerine duyurdu. 

Yeni hafta, yeni uyanışlar, yeni başlangıçlar! 3. albümümün provaları bugün başlıyor!! Merdivenleri dayadık yeniden gökyüzüne, evren aksın bize!!


8 Mayıs 2014 Perşembe

Küçük (sergi)

Bant Mag. Mekan’da 4 Mayıs’ta yeni bir sergi ziyarete açıldı. Şimdiye kadar gerçekleşen açılış sergisi "Kırma Sergi", buluntu işlerden oluşan "Kirli Çıkı" ve ağırlıklı olarak karanlık fotoğrafların bir araya geldiği "Karalar Bağlar" karma sergilerinin ardından Bant Mag. yeni sergisinde epey kalabalık bir grubu bir araya getiriyor. Fotoğraftan sokak sanatına, illüstrasyondan yağlı boyaya çeşitli türlerde işlerden oluşan yeni serginin ismi "Küçük".

Bant Mag. Mekan’da yapılacak yeni sergi olan KÜÇÜK’te farklı disiplinlerden birçok sanatçı bir araya geliyor. Sergide yer alacak işlerin tek ortak özelliği küçük ebatlarda hazırlanmış işler olması. 4 Mayıs’ta açılan sergide katılımcılar istedikleri materyal üzerine, A6 ya da daha küçük boyutlarda hazırlanmış işlerle yer alıyorlar. KÜÇÜK, 4 Haziran’a kadar Bant Mag. Mekan’da görülebilir.



Sanatçılar; Ada Tuncer, Özgür Atlagan, Mark Hale, Merve Morkoç, Ege Kanar, Sena, Ceylan Ertem, Yaprak Kırdök, Tarık Töre, Meltem Şahin, Gaye Su Akyol, Heval Tonger, Rad Dar Hol, Mertcan Mertbilek, Ümit Kurt, Kaan Sezyum, Esk Reyn, Ekin Saçlıoğlu, İnci Furni, Ulaş Eryavuz, Murat Durusoy, Korhan Futacı, Güneş Terkol, Pınar Gerçek, Emir Özer, Erkut Terliksiz, Özeren Gökçe, Yasemin Mori, Levent Aygül.

2 Mayıs 2014 Cuma

İTÜ Taşkışla Şenlik 20

20 yıl önce Ortabahçe konserleri olarak başlayan ve her yıl daha da büyüyüp gelişerek alternatif bir üniversite şenliğine dönüşen Taşkışla Şenlik’in bu yılki programı açıklandı. 

Ana Sahne
Yasemin Mori
8 Mayıs 2014
 Perşembe
22.45

İTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla Caddesi
 Taksim - İstanbul 


29 Ocak 2014 Çarşamba

Susmamaya doğmuş kadın


Susmamaya doğmuş, yerinde duramamaya büyümüş, odaya ışığıyla giren, işlediği kalpten çıkmayan, saçları sonsuza kadar kıvırcık, bakışları sonsuza kadar meraklı, ruhu gökyüzüne patlamış bir kadın: Yasemin Mori. Bundan beş sene önce ilk albümü “Hayvanlar”la “ilk görüşte aşk”, ikinci albümü “Deli Bando”yla “ilk görüşte yine aşk” yaşandı. Kendisiyle bazı önemli ve önemsiz konular hakkında konuştuk.



Uykuya dalış pozisyonun ne?
Sırtımı yanımdakine vererekten cenin!

Şarkı söylemeye başlayınca resmi bıraktın mı? Bırakmadıysan nerede?
Hayır bırakmadım, atölyem var, orada çok takılıyorum, hâlâ çalışıyorum.

Peki sergi yapmak?
Henüz sergi yapacak kadar üretmiş olduğumu düşünmüyorum ama bir şeyler de geliyor, yaklaşıyor. Az kalmış gibi, bakalım…

4-6 yaş arası en fazla yaptığın şey neymiş?
Okula gitmek istemek... Deli gibi ağlıyormuşum beni okula gönderin diye… Yazmayı bilmiyormuşum ve her bulduğum kitabın içine yazıyormuşum. Öyle söktüm yazmayı. Diyarbakır’daydık o sıralar hatta. Modern Talking’in “Brother Louie Louie Louie”sine kopuyordum. Tanrı’yı bir mağaranın içi zannediyordum. Ve küçükken bir belgesel izlemiştim, orada Tanrı’dan bahsederken bir mağaranın içini göstermişlerdi. Ve ben tüm kalbimle inandım. Tanrı’yı görmüştüm! Anlamıyordum, neden kimse anlamıyor…

Bir ablan var. Kim kime benziyor?
Ablam babama, ben anneme benziyorum. Ama sonra annemle babamın kırması oldum. Ablam babama benzemeye devam etti. Çok benzemiyoruz. Ama benziyoruz biraz. Ben küçükken çok kavga ediyorduk ama ben hep dövüyordum onu. Arkadaşları gelirdi, gitar partileri falan yaparlardı, beni almazlardı. Ben gayet ezik böyle… Ben de sonra gidip telefon konuşmalarını dinliyordum. Kıyafetlerini, albümlerini çalıyordum. Tabii şimdi mükemmel bir ilişkimiz var.

Garip ve oyuncu şarkı sözlerin var, aslında müziğin de öyle. Bunun dezavantajlarını gördün mü hiç? Beste ve söz hep sana mı ait?
Dezavantajları oluyor, evet. Popüler olamıyorsun. Mesela ben biraz daha farklı bir dünyaya davet ediyorum insanları. Buna girmeyi kabul etmek ya da etmemek var. Yani bir şarkı için mücadele etmek…

Şarkıların sözlerini ben yazıyorum. Bazen bestelerde başkalarıyla çalışıyorum ve bu çok hoşuma gidiyor aslında. Keşke daha çok böyle şarkılar yapsam… Ama genel olarak şarkının ruhunu, dünyasını ben belirliyorum ki uyumsuzluk olmasın. Cover yapmayı da çok sevmeye başladım. Hatta geçen konserde bir Ajda Pekkan şarkısı cover’ladık, kendi şarkımı söylemekten daha çok keyif aldım.
 
Saçlarını seviyor musun?
Şu anda pek hoşlanmıyorum ama evet, saçlarımı seviyorum. Bir keresinde fön çektirdim mesela sonra çıldırdım. Etrafa saldırdım. Sonra anladım ki o kıvırcıklar beni kompanse ediyormuş.

İstanbulluların ve dünyanın geri kalanının Ankara’dan nefret etmesi hakkında ne düşünüyorsun?
Çok sıkıcı olduklarını düşünüyorum. Mesela bizim grupta çok oldu bu. Ankara’ya konsere gidiyoruz, ben süper mutlu oluyorum, herkes bunalıma giriyor.

Bir gün Ankara’ya dönmeyi düşünüyor musun peki?
Ha oldu! Hayır. Ama çocukluğumu geçirmek için çok güzel bir yerdi ve çok iyi zaman geçirdim.

İlk albümüne hazırlanman ve çıkarman ne kadar zaman sürdü? Nasıl sorunlar yaşadın?
Ben grafik tasarım okudum ve zaten son yıllarımda hafiften bunalıma girmeye başlamıştım “Ne yapıcam” diye… Bir de bir reklam ajansında staj yapmıştım. Ama hiç benim yaptıklarımı kullanmıyorlar hatta benden istedikleri hiçbir şey yok. Beni bir kenara attılar. Ben de “Hadi daha heyecanlı bir şeyler yapalım” deyip gaza getirmeye çalışıyorum, kimse ilgilenmiyor. Neden böyle çalışıyorlar anlamıyordum. Yaptığım tasarımların beğenilmemesi, reklam kafasına daha uygun bir hale getirme fikri beni yaralıyordu. O zaman anladım ki ben kendim için bir şeyler yapmak istiyorum. O dönem kendim için bir şeyler yapmaya aşıktım. Nedense…

Bunun üzerine ikinci alternatifim olan müziğe yoğunlaştım. Zaten besteler yapıyordum, bir grup kurmuştum. Annemler evden çıkar çıkmaz record player’a basıp bağıra bağıra şarkı söylüyordum. İşte ben o coşkuyla yaşarken Emre Irmak’la tanıştım. Ankara’da bir bahar günü keşfedildim yani. Sonra birtakım demo’lar yaptık. Hatta bitirme projem de onlar üzerineydi. Sonra bir şeyler oluşmaya başladı. İstanbul’a gidip gelmeye başladım. Emre çok tuttuğunu koparan, mükemmeliyetçi bir insan. Aslında onun heyecanı beni daha çok motive etti. Sonra da albüm üzerine çalışmaya başladık. Ama bittiğinde, gerçekten de beni yansıtan bir albüm olduğunu gördüm ve bu beni çok mutlu etti.

Bu sürekli gülümsemek enerjisini nereden buluyorsun?
Bilmiyorum, enerjim kendinden patlak… Hep bir coşku olsun, gülelim, mutlu olalım istiyorum.

İlk klibin çok güzeldi. Son klibin de... Kliplerinde sürekli çalıştığın özel birileri var mı?
İlk klibi anlatayım. İlk klipte sevgili yönetmenim Fatih Kızılgök egomu çok yıktı benim. Tuhaf tuhaf fikirlerle geliyordu. İşte “Bir gergedan olacak, sen onun üstündesin” diyor, iki gün sonra geliyor “Bir fil var, bir futbol stadındayız”. “Allahım! Ne olacak o fille? O ne alaka?” diye geçirip duruyorum aklımdan. Benim hayalimde ise bir yer, bir durum içinde olmak vardı. Yani o an, orada gerçekten yaratılacak bir şeyin içinde... Fatih’e bunları anlattım ve o da bir gün bana bu fikirle geldi. İşte bende o an kan yükseldi. Hemen sokağa çıktım, yürüyorum, fikir aklımdan çıkmıyor. “Vay be, ben bunu yapınca gerçekten bir şey yapmış olacağım şimdi! Nasıl bir fikir bu ya” diye kendi kendime uçtum ve o şekilde de çektik.

İlk albüm internette hızlı bir patlama yaşadı. Bunu bekliyor muydun?
Aslında içime bir şeyler doğuyordu. Bir şeyler olacağını hissediyordum ve gerçekten büyü gibiydi. Saniye geçtikçe yüzlerce kişi dinlemeye başladı ve domino taşı gibi izlenmeye başladı, inanamıyordum.

Kıyafetlerini nereden alıyorsun? Yoksa senin kombinasyonların mı?
Çoğunlukla ikinci el dükkânlarından toparlıyorum, kombinler yapıyorum. Mesela Ümit Ünal var, bence muazzam şeyler yapıyor. Bir dönemi sadece onun kıyafetlerini giyerek geçirdim. Aslı Filinta’yla çalıştım bir süre… Bunun dışında bir de L’appart ile çok çalıştım.

Kendini özdeşleştirdiğin bir şarkıcı var mı? Ya da idolün?
Gençken daha fazla vardı aslında. Mesela Siouxsie and the Banshees, Morrissey, Patti Smith, Björk… Yani böyle “Vay canına… Ne güzel bir varoluş” dediğim PJ Harvey vardı. Ya da Jim Morrison... Ama tek bir kişi yok.

Konserlerle ilgili en sevdiğin şey ne?
Sahneyi çok seviyorum. Sahne için yaşıyorsun gibi bir şey oluyor aslında. O heyecanı enerjiyi bir kere tattıktan sonra, gerçek hayat çok anlamsız geliyor bir süre. Mesela her konserin girişi için oraya özel bir şiir yazıyorum. Bunlar yolda, orasıyla ilgili aklıma gelen şeyler ya da ruh halimle ilgili… İşte benim için en heyecan verici yerlerden biri orası…

Bugüne kadar verdiğin ve en etkilendiğin konserin hangisi?
İKSV’deki Deli Bando’nun ilk açılış konseri... Albümün ilk çıktığı zamanlardı. Herkes birbirine aşık, çok mutluyuz, coşkuluyuz… Oraya 150 kişilik kafile gibi çıktık. Tüm sevdiğim insanlar oradaydı. En sevdiğim konserlerden biri oldu.

Kaç kere aşık oldun? Kaçı bitmedi?
Çok aşık oldum, hepsi de imkansızdı. Platonik kelimesini ben buldum sanıyordum. Sonra biraz daha cazibeli oldum ama hâlâ kimse bana çıldırmıyordu yani.

Sence senin tarzın ne? Giyinirken, yaşarken, söylerken…
Valla ilk çıktığımda “dramatik punk” diyordum. Çok yükselmek, daha çok yükselmek için düşmek. O zıtlıkları seviyordum. Şimdi daha farklı. Daha ip üstünde yürürmüşçesine, sakin. Şimdi o coşkunun kontrol edilemezliğini anladım… Sınırlarımı anladım. Bunu görünce daha yumuşak ve pagan hikâyeleri olan bir müzik yapmaya başladım. O dönem şehir de çok basmıştı. Beslenme kanalımı değiştirdim, doğaya döndüm. Giyim tarzıma da absürt punk diyebiliriz. İçinde rahat edebileceğim şeyler giyiyorum ama hepsinin de bir yerinde esprisi olsun istiyorum.

Türkiye’de ve dışarıda, tarzını en beğendiğin insanlar kimler?
Zeki Müren şahane bir insan mesela. Bennu Gerede’yi çok beğeniyorum. Yabancılardan Stella McCartney diyebilirim.

Bir dünya starı olacak mısın? Cevabın “Evet” ise buna ne zaman karar verdin?
Dünya starı değil de dünya çapında müzik yapan biri olacağıma inanıyorum. Hikâyelerimle uzun süreler var olmak istiyorum.

Joy Division / İşte o an!

Uçurum / Helva

Sahne / Işık

Yıllar / Mübarek

Rejim / Manifesto

Yemek / Tatlı

Üzgün / Terrible

Sıradan / Adi

Ödül / Galatasaray Üniversitesi

Kadın / Doğa

Çarşamba / Salı pazarı

Çığlık / Munch

Facebook / İsmail YK

Çok / Nefis

Su / Küvet

Kırmızı / Passion

Çıkartma / İlkokul

Bonibon / Sempatik birileri

Sim / Arkadaşım

Trend / Topic

Özlem / Ana koynu

Dost / İyi gün

Can / Kedi

Oku / Turgut Uyar

15 Ocak 2014 Çarşamba

Sanat Objesi Olarak Sanatçı

Türkiye’den 56 sanatçının gönüllü olarak yer aldığı ‘Sanat Objesi Olarak Sanatçı’ sergisi, Pera Palas’ta yapılan açılışın ardından, 17 Ocak Cuma günü Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) Sanat Galerisi’nde ziyarete açılacak. Sergide ünlü sanatçıların 42 ünlü ressamın eserini canlandırdığı pozları yer alıyor.

Proje, sanat dalında öğrencilerin eğitim almasına aracı olacak. Katılımcılar, Türk Eğitim Vakfı’na (TEV) bağış yaparak sergide yer alan fotoğraflara sahip olabilecek. 

Tamamlanması 3 yılı bulan proje kapsamında her alandan sanatçı ve yazara çağrı yapıldı. Çekimler, Bodrum ve İstanbul’daki özel stüdyolarda, profesyonel bir ekiple gerçekleştirildi. Eserlerin ve reprodüksiyonlarının anlatıldığı bir de katalog hazırlandı.

Sergide yer alan fotoğraflarda, pek çok Türk sanatçı ve yazar ünlü eserlere hayat veriyor.

Dali’nin kız kardeşi olarak Hülya Koçyiğit, Kurzwell’in ‘Sarı Elbiseli Kadın’ı olarak Ahu Türkpençe, Max Beckmann’ın otoportresi olarak Haldun Dormen,
Vermeer’ın ‘İnci Küpeli Kız’ı olarak Yasemin Mori,
Sargent’in ‘Okuyan Adam’ı olarak Cem Davran, Goya’nın ‘Satürn’ü olarak Hayko Cepkin, Kees von Dongen’in ‘Gelincik’i olarak Pelin Batu, Max Beckmann’ın tablosundaki karakterler olarak ise Gripin projeye destek veren sanatçılar arasında yer alıyor.


Dizini Bükmüş Oturan Kadın  (Egon Schiele) - Ceylan Ertem

Satürn (Goya) - Hayko Cepkin

Küratör: Nilgün Yüksel 
Fotoğraf sanatçısı: Niko Guido

8 Ocak 2014 Çarşamba

Işığa Geldi Çocuklar (Klip)

Işığa Geldi Çocuklar'ın
Seha Can'ın çizdiği animasyon klibi yayında.


Söz : Yasemin Mori 
Müzik: Yasemin Mori, Korhan Futacı, Barlas Tan Özemek
Resimleyen - Canlandıran - Yöneten : Seha Can