MAG Dergi tarafından albüm çıkmadan önce yapılmış bir röpörtaj.
Aslında birçok konu var.
Müzik sektörü kendini “yineleyerek” bitirmeye devam ederken, bizleri heyecanlandıracak yeni bir isim bulmak da giderek zorlaşıyor. Önüne gelenin disko topları eşliğinde dans ettiği kliplerden ve tek tip şarkılardan bıkıp usananlar için; tüm kalıpların dışında, kendinden başka benzeri olmayan yepyeni bir ismi müjdelemek istiyorum. Bayanlar baylar; Yasemin Mori... Yaratıcılığın ve özgünlüğün sınırlarını zorlayan Yasemin Mori’nin şarkılarını bir dinleyen bir daha vazgeçemiyor. Şarkıları ile tanışanlar, bu özel sesin sahibini de tanımak istiyorlar. Modern zamanın tüm hassasiyetini müziğine yansıtan Yasemin’in şarkıları da, tıpkı zamane gençliği gibi depresif ve agresif.
Yasemin Mori ismini henüz duymamış, insanın içine içine işleyen şarkılarını dinlememiş olabilirsiniz. Ancak her geçen gün büyüyen dinleyici kitlesi ile dikkatleri üzerine çeken ve müzik eleştirmenleri tarafından “geleceğin yıldızı” olarak lanse edilen Yasemin Mori’yi albümü çıktığında cümle alem diline dolamadan, siz MAG Okurlarıyla tanıştırmak istedik.
Çocukluğunda müzikle ilişkin nasıldı? Kimleri dinleyerek büyüdün?
Çok farklı türlerden pek çok şey dinleyerek büyüdüm aslında... Babam klasik müzik düşkünüydü, ben de gider Carmina Bruna’yı falan ezberlerdim. Ablam ise rock ve caz ile ilgileniyordu,16 yaşıma gelene kadar onun müzik arşivini yalayıp yutmuştum. Yalnız bir çocuktum ve çok fazla boş vaktim vardı, müzikten yapılmış bir dünyam vardı; Jethro Tull, Beatles, Pink Floyd gibilerini dinleyince bana bir şeyler oluyordu…
İstanbul’da albüm çalışmalarına başlamadan önce Ankara’da yaşıyordun. Nasıl geçiyordu Ankara’da zaman?
Ankara insanın kendisini ve ilgi alanlarını keşfedebilmesi için harika bir yer. Orada yavaş ilerliyor her şey ve bu herhangi bir konu üzerinde yoğunlaşmanıza imkan tanıyor.
Ben lise dönemini müziği keşfederek, müzik yapan insanlarla bir araya gelip, bir şeyler ortaya koymaya çalışarak geçirdim. Üniversitede grafik tasarım eğitimi için Ankara’da kalmaya devam ettim. O dönemde de daha çok görsel sanatlara eğildim ve tüm zamanımı okulla ilgili projelerle ilgilenerek geçirdim.
Albüm yapmaya nasıl karar verdin?
Albüm yapmaya karar vermek çok uzun zamanımı aldı aslında. Üniversitenin son senesinde, bitirme projem için bir şarkı kaydetmek istiyordum ve Emre Irmak ile yollarımız kesişti. Kaydı yaptıktan sonra beraber çalışmaya karar verdik. Ama benim albüm yapmak gibi bir niyetim yoktu. İtalya’ya okumaya gitmeye ve eğitim hayatımı elimden geldiği kadar uzatmaya niyetliydim ama bir yandan da Emre ile sürekli çalışıp, bir şeyler üretiyorduk. Gitme zamanı geldiğinde, hiç de gitmek istemediğimi, burada kalıp, müzik yapmaya devam etmek istediğimi farkettim ve olanlar oldu...
İyi güzel de, albüm nerede?
Şarkılar hazır bildiğin gibi. İlk klip “Aslında Bir Konu Var”a çekildi ve yayınlanıyor. Albümün ismi “Hayvanlar” olacak. Çünkü albümün yapım aşamasında, içimdeki ve dışımdaki hayvanlardan ilham aldım hep. Bugünlerde albüm kapağının tasarımı için sabahlara kadar çalışıyoruz. Bir yandan da, 5 Temmuz’daki “Masstival” konseri için hazırlanıyorum. Albüm bir an evvel çıksın istiyorum ben de. Daha fazla sabredemiyorum.
Myspace sayfanda yayınladığın şarkılarını dinleyerek seni keşfetti insanlar. İnternet yoluyla çıkış yapmak planlanmış bir girişim miydi?
Tabi ki değildi. Zaten internetten cikiş yapmadım. Plak şirketim tarafından klibimin müzik kanallarına yollandığı gün, ben de Myspace sayfama koydum. Aslında herşey aynı zamanda oldu. Fakat elinizde güçlü birşey varsa, onun internette yayılması diğer mecralara oranla çok daha hızlı oluyor.
Şarkıların hızla yayıldı internette. Neden bu kadar çok sevdi insanlar şarkılarını?
Bilmem ki… Şarkılarım birilerinin düşünüp de söyleyemediği sözler içeriyor olabilir, belki bir gerçeğe parmak basıyordur ya da uyandırıcı bir etkisi olmuştur bazı insanlar üzerinde. Ayrıca, “nasıl şarkılarmış acaba” diye merak edip, dinleyenler de olmuştur.
İlgi görmek seni mutlu ediyor mu?
Elbette. Çok güzel bir duygu bu. Bir şarkı üretiyorsun ve insanlar merak ediyor, dinliyor, başkalarına öneriyor. Bu çok mutlu ediyor beni.
Müziğinin anlaşıldığını düşünüyor musun?
İnternetten yayınladığım üç şarkı ile anlayabileceğim birşey değil bu. Ama Myspace sayfama gelen tepkiler insanın içini açıyor doğrusu. Daha sıkı sarılıyorum işime.
İnternet yoluyla meşhur olan birçok isim var. Parlayıp sönen sanal şöhretlerden biri olarak kalmak gibi bir kaygın var mı?
Olur mu öyle şey? Ben bu işi şöhret olmak için yapmıyorum. Amacım sadece müzik yapmak. Bu nedenle kaldım Türkiye’de. İnsanlar şarkılarımı internet yoluyla tanımış olabilirler ama albüm çıkınca sanal ortamda kalmayacak yaptığım müzik.
Şarkılarında biraz karamsar ve isyankar bir tavır hissediyorum dinlerken. Nasıl ruh hallerinde yazıldı bu şarkılar? Ne anlatmak istedin şarkılarında?
Karamsar diyemeyiz aslında çünkü ben karamsar biri değilimdir. Bu albümde üzerini toprakla örttüğüm bir dönemin yansıması var diyebilirim sadece... Ama güneş, küçük bir boşluk bulup, sızmayı başarıyor topraktan. Işığın ne kadar önemli, hatta hayati olduğunu anlatabilmek icin yaptım bu bunu. Ben anladım, sonra da anlattım işte… Biraz sezgisel bir yolla yaptım bu şarkıları, hissetiklerime çok fazla kulak verdim. Hissettiğim şeyler düşüncelerimi oluşturdu ve onların içimden geldiği gibi akmalarına izin verdim.
Seni kimlerin dinlemesi hoşuna gidiyor?
Şarkılarımı dinlediklerinde, kendilerini daha güçlü ve özgür hisseden insanların müziğimi takip etmeleri beni çok mutlu ediyor.
“Aslında Bir Konu Var” adlı şarkının klibi çok orijinal ve etkileyici olmuş. Koreografi kimin fikriydi?
Klibi Fatih Kızılgök çekti, fikir de ona ait. İki ay gibi bir süre boyunca çalıştık Fatih'le ve pek çok fikri eledik. Olgun bir meyveye dönüşene kadar herşeyi zorladı Fatih. Ortaya çıkan iş de çok güzel oldu.
Fotoğraflarını görenler, o asi sesin senden çıktığına inanamıyorlar...
Ama o benim. Şarkı söylemek farklı bir ruh hali elbette. İnsanın içinde sakladığı tüm duygular açığa çıkıyor, gerçekten hissederek şarkı söylediğinizde…
Henüz çok genç bir müzisyen olarak, sektördeki zorluklarla mücadele etmek durumunda kaldığın anlar oldu mu?
Tabi ki oldu. O kadar çok çarpıklıkla mücadele ettim ki, anlatarak sohbetin tadını kaçırmak istemiyorum. Ama zorluklarla mücadele ederek birşeyi kazanmak, hem insanın kişisel gelişimi için çok faydalı, hem de çok iyi hissetmenizi sağlıyor. Herkese tavsiye ediyorum.
Popüler olmak ve herkes tarafından tanınmak ister misin? Yoksa alternatif kulvarda yer almak daha mı güzel sence?
İnan hiç fark etmez. Ben yapmaya calıştığım şeyi, hayal ettiğim müziği yapabildiğim sürece benim için sorun yok.
“Geleceğin yıldızı” olarak lanse ediliyorsun kimi eleştirmenlerce. Öyle olacağına inanıyor musun? Böyle bir hayalin var mı?
“Geleceğin yıldızı” nedir bilmiyorum. Ben müzikle olan ilişkime bakıyorum. Ama hakkımda güzel şeyler söyleyen, yazan herkese teşekkür ederim elbette.
Serkan TAVŞANOĞLU / MAG Dergi
self portrait
14 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder